Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Felatun Bey ile Rakım Efendi

Ahmet Mithat Efendi

En Eski Felatun Bey ile Rakım Efendi Sözleri ve Alıntıları

En Eski Felatun Bey ile Rakım Efendi sözleri ve alıntılarını, en eski Felatun Bey ile Rakım Efendi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gönül ister ki ben seni saçlarının dağınık bir durumda olduğu güzellik içinde göreyim. Ancak ne faydası var, ne zaman senin saçların dağınık olursa, benim de zihnim darmadağın olur.
Sayfa 137Kitabı okudu
Reklam
Meraki Efendi bir gün, ''Mehmet! Beyefendi ne yapıyor ?'' deyip de Mehmet'ten ''Çorba içiyor.'' cevabını alınca ''Oğlan öyle söyleme; ona alafrangada ''sopa yiyor'' derler.'' demiş ve Mehmet ''Hayır efendim! Allah göstermesin, sopa yediği yok, çorba içiyor.'' karşılığını vermişti. Bu cevaba Meraki Efendi meraklanmayıp ''Oğlum! Alafrangada çorbanın ismi sopadır, bunları birer birer öğrenmeli.'' diye nasihat etmişti. İşte anlayınız, Mehmet Efendi bile yavaş yavaş alafranga olmaya başlamıştı.
Sayfa 12
''Senin yüzün bana valide çehresi kadar tatlıdır. Cennetten huri çıksa da gelse bana senden güzel görünmez. Ben her akşam senin mübarek yüzünü görmeliyim.''
Sayfa 27
''Gözlerimin ışığının bu kadar parlak olmasının sebebi, senin yüzünün parlaklığının bana yansımasıdır.''
Sayfa 70
''Elbette o gül ağızdan çıkan her söz benim için tatlıdır.''
Sayfa 114
Reklam
Bu söze son verildikten sonra,Rakım kalktı.Hepsine veda ederek o akşam mehtap olduğundan bu güzellikten yararlanmak için, evine kadar yürümeye karar verdi...
Sayfa 76
Ya böyle haftada üç saat kaleme giderek o zamanı da hikâyeler anlatmakla geçiren bir delikanlı ne öğrenebilir? Nasıl ne öğrenebilir? İşte Felâtun Bey öğrenmiş ya!.. Yazısı var, okuması var, Fransızcası var, zeki, uyanık, kurnaz... Ayrıca babasının aylık yirmi bin kuruş da geliri var!.. Dünyada bir adamın öğreneceği daha ne kaldı?
Sayfa 13 - İskele YayıncılıkKitabı okudu
Kendisi yetişmiş olduğundan, birkaç yerden görücüye gelmişlerdi. Özellikle babasının ünlü zenginliği, her zenginlik düşkününü kendine çekerdi. Ancak görücülere Mihriban Hanım, oğullarının neci olduğunu sorar, "Kâtip!" yanıtını alınca, "Oh! Cebi delik," der. "Asker." yanıtını alınca "Yarım kundura," der. "Hoca" yanıtını alınca "Sarımsak başlı," der. Kısacası her biri için bir kulp uydurup maazallah eğer görücüler "Hanım kızım!.. Niçin böyle söylüyorsunuz? Oğlumuz şöyledir, böyledir," diyecek olursa bir püsküllü kahkaha koyuverip "Oh, kala kala da sizin oğlunuza mı kaldım hanım, oğlunuza başka yerden kız arayınız," diye kalkar yürüyüverirdi.
Sayfa 18 - İskele YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
İki gece kendisinde kalmak üzere bir kitabı evine götürmek için izin alsa onu yalnız okumakla yetinmeyerek en güzel bölümlerini kopyalardı.
Sayfa 25 - İskele YayıncılıkKitabı okudu
Hele bir gün olup da kendisinin hem de el emeği olarak bu kadar paraya sahip olabileceği olasılığını gerçekten istese de hiç inanamazdı.
Sayfa 26 - İskele YayıncılıkKitabı okudu
Ustalar arasında her başlangıçta, her ilkte bir bereket olduğuna inanılır.
Sayfa 27 - İskele YayıncılıkKitabı okudu
Özgürlüğün dünyalara değeceğini kabul ederim.
Sayfa 31 - İskele YayıncılıkKitabı okudu
Her güzelin kendisine özgü bir güzelliği vardır ve her güzel de o kendisine özgü olan güzelliğe ilgi duyanlara kendini beğendirip sevdirebileceği, deneyimli olanlar tarafından bilinir.
Sayfa 39 - İskele YayıncılıkKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.