Felsefe Konuşmaları sözleri ve alıntılarını, Felsefe Konuşmaları kitap alıntılarını, Felsefe Konuşmaları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Felsefe yolda olmaktır. Felsefenin soruları verdiği yanıtlardan daha önemlidir ve her yanıt bir soruya dönüşür.
İnsanın kaderi olan bu “Yolda Olmak” kendisinde derin bir tatminin, bazı yüce anlarda kemale ermenin olasılığını barındırır.
Dünyadaki bir inanç topluluğuna ait olmaksızın, kendi başına Tanrı önünde durarak, "felsefe yapmak ölmeyi öğrenmektir" cümlesini gerçekleştiren felsefi şahsiyetler nadirdir. Seneca yıllarca ölüm hükmünü beklemiş, kendi zeki kurtulma girişimlerinin üstesinden gelmiş, böylece sonunda ne yakışıksız eylemlerle pes etmiş ne de Neron ölümünü talep ettiğinde soğukkanlılığını kaybetmiştir. Boethius bir barbarın verdiği ölüm cezası sonucunda ölmüştür; ama aydınlık bilinçle felsefe yaparak, asıl varlığa yönelerek Bruno kuşkusunu ve yakılacağı odun yığınına kadar sarsılmaz ve amaçsızca karşı koyma yüce kararından hemen pes etmeye varan duygusunu yendi.
Felsefeden kaçılamaz.
Soru şu olmalıdır: bilinçli mi yapılmaktadır yoksa bilinçsiz mi?
İyi midir yoksa kötü mü?
Darmadağınık mıdır yoksa açık seçik mi?
Felsefe reddeden de aslında bilincinde olmadan felsefe yapar...
Öyleyse bu kadar evrensel ve bu kadar çok kılıkta ortaya çıkan felsefe nedir?
Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı.
Hemen soru gelir:
Öyleyse başlangıçtan önce ne vardı?
Dünyadaki tek bir nesne mi yoksa Varlık ve bütünüyle bizim var olmamız mı söz konusudur?
Felsefe yapmak yaşamın doğal gereksinimlerine bağlılıktan bir tür uyanıştır. Bu uyanış eşyaya göğe dünyaya belirli bir amaca yönelik olmayan bakışta gerçekleşir.
Var olan bunca şey nedir?
Bütün bu şeyler neredendir?
Gibi belirli bir yarara yönelik olmayan ancak kendi tatminimiz için sorulan bu sorularla uyanış ortaya çıkar.
Ölüm tesadüf suç ve dünyanın güvenilmezliği gibi sınır durumlar bana yenilgiyi gösterir.
Dürüstçe tasarımladığımda anlamaktan kaçamayacağım bu toptan yenilgi karşısında ne yaparım?
Özgürlüğümüzden eminsek kendimizi tanıma yönünde hemen ikinci bir adım atılmıştır.
İnsan tanrı ile ilgili bir varlıktır.
Ne demektir bu?
Zorunlu olan da biz tanrının idaresini duyumsadığımıza inanırız peki ama eğer Tanrı bedensel ve hiçbir biçimde bizzat Tanrı olarak açık seçik değilse bu nasıl mümkündür?
Eğer Tanrı idare ediyorsa tanrının ne istediğini insan ne yolla duyar?
İnsanın Tanrı ile karşılaşması var mıdır?