Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ve Ayna Çatladı

Feminist Sinema ve Film Teorisi

Anneke Smelik

Feminist Sinema ve Film Teorisi Gönderileri

Feminist Sinema ve Film Teorisi kitaplarını, Feminist Sinema ve Film Teorisi sözleri ve alıntılarını, Feminist Sinema ve Film Teorisi yazarlarını, Feminist Sinema ve Film Teorisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ampirik ve bilişsel ağırlıklı film teorileri de, genellikle yeri bir anlatıcı mefhumuyla değiştirilen yaratıcı yönetmen nosyonunu reddeder.
Auteur teorisi, avangard sinemada bireyselliğe ve şahsi anlatıma ayrıcalık tanır. Bu belirleyici özelliğiyle, çelişki yaratacak şekilde kendini ifade etmenin ve "bunun özellikle şahsi, mahrem ve ailevi olanı yansıtması"nın önemine dair temel feminist inanca yakındır
Reklam
Auteur okulu, filmi yalnızca yönetmeninin eseri olarak niteliyordu: Film, yönetmenin kendi kişiliğinin ifadesi sayılması ve anlamlı bir tutarlılık içerdiği kabul edilmeliydi. Bir yönetmenin kullandığı özel üslup ya da temalar bütün eserlerinde bulunabilirdi. Bu auteur'cü fikirler, sanatçının bireyselliği, özgünlüğü ve yaratıcılığı ile sanatsal eserin birliği, bütünlüğü ve tutarlılığını vurgulaması açısından 19. yüzyıl resim eleştirisi geleneğindeki romantik ressam anlayışını yansıtmaktaydı
Mayne'in pek yerinde gözlemiyle: "Dişil yaratıcılık nosyonu, sadece kullanışlı bir siyasal strateji değildir; sinemanın kadın yö­netmenler ve feminist seyircilerce ele alınarak yeniden icat edilmesi adına büyük öneme sahiptir"
"Eğer bir filmin bir kadın tarafından çekildiğini biliyorsanız, bu bilgiyi görmezden gelmeyin. Yapılan iş kendini belli eder, öyleyse metne bak, demek eskiden işe yarardı, ama şimdi boş laf. Bildiğinizi kullanın. " (Barbara Halpern Martineau)
Bu açıdan bakıldığında psikanalitik film teorisi, öznelliğe karşı tümelci ve indirgemeci bir yaklaşımın başını çekmektedir. Psikanalitik film teorisi, ideolojiyi monolitik bir çerçevede görür ve sinemasal pratiklerde çelişkilere yer bırakmaz.
Reklam
Psikanalitik film teorisi, ırksal farklılık meselesiyle başa çıkmadaki yetersizliğinden ötürü, en çok siyah feministlerin eleştiri oklarına hedef olmaktadır. jane Gaines (1988), psikanaliz temelli cinsel farklılık anlayışı üzerine kurulu teorilerin ırkı yok saydıklarına işaret eden ilk feminist film eleştirmenlerindendir. Gaines, toplumsal cinsiyetin sinemada ırk ve sınıfsal durumla ne şekilde kesiştiğini anlayabilmek için, feminist film teorisinin, siyah feminist teoriyi ve tarihsel bir yaklaşımı da içermesi gerektiğini savunur.
Feminist akademi çevrelerinde dişil seyirciye duyulan ilginin yoğunlaşmasına karşın, her ne kadar Hollywood yıldızlarının lezbiyen duruşu geniş çevrelerce kabul görmüş olsa da, dişil seyircinin eşcinsel hazları büyük ölçüde görmezden gelinmiştir
Lezbiyen feministler, psikanalitik feminist film teorisindeki heteroseksüel tarafgir yaklaşıma ilk karşı çıkanlar arasındaydılar. İşin aslı, feminist film teorisi -çok sert eleştirdiği Hollywood sinemasından pek de farklı olmayan bir şekilde- heteroseksüellik dışındaki temsilleri kavramakta yetersiz görünüyordu
De Lauretis, hem 'kadın' hem de 'kadınlar' halinde var olduğunun bilincinde olma deneyiminin, feminizmin verimli bir çelişkisi olduğunu ileri sürer: "Bu ne bir yanılsama, ne de bir paradokstur. Kadınların kadın olmaya devam etmeleri tam bir çelişkidir"
50 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.