Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Feminist Tarihin Peşinde

Joan Wallach Scott

Feminist Tarihin Peşinde Gönderileri

Feminist Tarihin Peşinde kitaplarını, Feminist Tarihin Peşinde sözleri ve alıntılarını, Feminist Tarihin Peşinde yazarlarını, Feminist Tarihin Peşinde yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Feminizm 'in toplumsal cinsiyet terimine yönelişi siyasetten kesin bir kopuştu ve bu yöneliş kendi kimliğini kazanmasına neden oldu.
253 syf.
10/10 puan verdi
Tarih anabilim dalı içerisinde eksik kalmış/bırakılmış olan kadının tarihini, Feminist tarih yazımı kapsamında felsefi, politik ve sosyolojik alanda yeniden düşünen Joan Wallach Scott'un yazdığı harika kitap. Tarihi olay ve konu başlıklarında kadın, öznel değerlendirmeler ile o konuya dahil ediliyorken Scott buna karşı çıkarak kadın açısından
Feminist Tarihin Peşinde
Feminist Tarihin PeşindeJoan Wallach Scott · Bgst Yayınları · 201316 okunma
Reklam
Kadınlar kategorisinin tarihi olmaksızın hiçbir kadınların tarihi tam olamayacaktır.
Bizler bu sürecin tarihini ancak "erkek"in ve "kadın"ın hem boş hem de kendi dışlarına taşan kategoriler olduğunu kabul edersek yazabiliriz. Boşturlar; çünkü nihai, aşkın anlamları yoktur. Kendi dışlarına taşarlar; çünkü sabitmiş gibi göründüklerinde bile kendi içlerinde alternatif, reddedilmiş veya baskı altına alınmış tanımlar barındırırlar.
Tekil kökenleri aramak yerine, ayrılamayacak şekilde birbirine bağlanmış olan süreçleri kavramak zorundayız.
''Anlam yoksa deneyim de yoktur, anlamlandırma süreçleri yoksa anlam da yoktur.''
Reklam
Otonom alan yaratımının önemini unutuyoruz.
Toplumsal olanaklardan ya da kısıtlamalardan azade bir öznellik inşa edebilmek, toplumsal ve kişisel üst üste bindiği ve her ikisi de tarihsel değişkenlik gösterdiği için mümkün değildir.
Ataerkil tarih yazımı üstüne
Olanı anlatandan ziyade, anlatırken yeniden yaratan anlatı, kendinde bir olayı değil, anlatıcıyı, özneyi önceler. Öznenin aktarma, anlatma, hikayeleme biçimine de önem atfeder.
Ataerkil hastalığın siyasal yansımaları
Fransız Devrimi’ndeki Jakoben egemenliği döneminde, Stalin’in otoriteyi ele geçirme mücadelesinde, Almanya’da Nazi politikalarının uygulanmaya konulmasında veya İran’da Ayetullah Humeyni’nin zaferi ile sonuçlanan süreçte yönetici elit hükmetmeyi, güçlülüğü, merkezi otoriteyi ve yönetici iktidarı eril olarak, dişili ise düşman, dışarıdaki, yıkıcı ve zayıf olarak meşrulaştırmaları gibi. Ayrıca bu kabullerini kadınlara hadlerini bildiren yasalarla (kadınların siyasi katılımının yasaklanması, kürtajın yasadışı ilan edilmesi ve annelerin ücretli işlerde çalıştırılmasının yasaklanması vb.) yazılı hale getirmeleri gibi.
Feminizm'in toplumsal cinsiyet terimine yönelişi siyasetten kesin bir kopuştu ve bu yöneliş kendi kimliğini kazanmasına neden oldu. Çünkü toplumsal cinsiyet doğrudan doğruya bir ideolojik amaç taşımayan nötr bir terimdir.
Reklam
Kadın tarihçiler, kadınları tarihe yazarak ve kadının hakkı olan yeri almasını sağlayarak tarih disiplinini kökten değiştirebileceklerdir. Daha önce tarihin görmezden geldiği kadınlar da tarih sahnesine kazandırılmalıydılar. Feminist tarihin asıl rolü, kadını özneler olarak üretmek değil, bu üretimin araç ve etkilerini araştırmaktır.
20. yüzyılın sonlarına doğru “kadınlar” teriminin beyaz, Batılı, heteroseksüel kadınları ifade ettiğini fark eden feministler, öz eleştiri yoluna giderek kadınların kendi aralarında da bir takım farklılıklara sahip olduklarını dile getirmeye başlamışlardır.
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.