Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
… Gerçekte Husserl hiçbir zaman bu monadik idealizme takılıp kalmadı, zira önce nesnelliğin deneyimi öznelerin çoğulluğunu gerektirir, sonra "öteki"nin kendisi de bana mutlak biçimde özgün bir deneyimde verilir. Diğer ego'lar "basit tasarımlar, bende temsil edilen nesneler, 'ben'in içinde yürüyen bir doğrulama sürecinin sentetik birimleri değil, adı üstünde 'ötekiler'dir" (Kart. Med.). Ötekinin ötekiliği şeyin basit aşkınlığından ayrılır, şu anlamda ki, öteki kendisi için bir ben'dir ve birliği de benim algımda değil kendi içindedir; başka deyişle, öteki varolmak için hiçbir şeye ihtiyacı olmayan bir saf ben'dir, mutlak bir varoluş ve kendisi için radikal bir çıkış noktasıdır, tıpkı benim kendim için olduğum gibi... …
… Bilinç yönelişssellik olduğu içindir ki, indirgemeyi, indirgenen yitirilmeden yapmak mümkün olur; indirgemek aslında her veriyi karşıda-duran'a yani fenomene dönüştürmek ve böylece özne-Ben'in esas karakterlerini açığa çıkarmaktır: radikal ya da mutlak temel, tüm anlamlandırmanın kaynağı ya da kurucu güç, nesneyle yönelişsellik bağı... …
Reklam
Merleau Ponty
Herhangi bir bilinç içeriğinin anlamının, bir anlam ola­rak, dolaysızca dışa vurulur ve kavranabilir olduğu, bizzat psikolojinin eylemiyle de yadsınmaktadır: bir psikoloji bili­mine ihtiyaç duyuyorsak, bu, psişizmin ne olduğunu bil­mediğimizi bildiğimiz içindir. Gerçi korktuğum zaman korkuyumdur, ama bundan dolayı korkunun ne olduğunu bilir değilimdir; sadece korktuğumu “bilirim”: bu iki bilgi arasın­daki uzaklık iyi değerlendirilmelidir. Gerçekte, kendi ken­dine elde edilen kendi bilgisi dolaylıdır, ötekinin davranı­şını çözdüğüm gibi kendi davranışımın şifresini de çözmem gerekir.
Benim bilincim için öteki nasıl mümkün olabilir? Gerçekten de tarih yoluyla ben, aynı kalarak öteki olurum; öteki aracılığıyla da bir başkası bana kendini ben olarak verir. Özellikle doğruluk, doğruluğun yaşanmışlığı olarak tanımlanırsa, ve yaşanmışlıkların sonsuz bir akış içinde birbirlerini izledikleri kabul edilirse, içsel zaman ve bireysel tarih problemi her türlü doğruluk iddiasını en üst kertede geçersiz kılabilir: aynı nehirde asla iki kez yıkanılamaz, ama yine de doğruluk, zaman dışılığı gerektirir gibidir. Nihayet, aşkınsal öznellik “öznellikler-arası” olarak tanım­lanırsa, aynı problem bu kez bireysel düzeyde değil, kollektif tarih düzeyinde ortaya çıkar.
Neden “fenomenoloji”? Bu terim “fenomenlerin”, yani bilince görünen şeyin, “verilmiş” olan şeyin incelenmesi anlamına gelir. Bu veriyi, algılanan, düşünülen, sözü edilen “şeyin kendisini”, gerek fenomeni görüngüsü olduğu varlığa bağlayan, gerek kendisi için fenomen [görüngü] olduğu özne-Ben’le birleştiren ilişkiler üstüne varsayımlar kurmaktan kaçınarak, derinlemesine araştırmak söz konusudur. Ne yayılımlı tözün felsefesini yapmak için mum parçasından yola çıkmak, ne de duyarlığın a priori formu olan uzamın felsefesini yapmak gereklidir; ön-varsayımsızca mum parçasının kendisinde kalmak, onu sadece kendini [bilince] verdiği gibice betimlemek gerekir. Böylece, fenomenolojik meditasyonun içinde, açıklamaya geçmeyi reddediş olarak kendini gösteren bir kritik an, bir “bilginin yadsınması” olayı (Merleau-Ponty) belirir
Sayfa 9
… Kuşkunun ve cogito’nun operasyonları ile elde edilen kartezyen özne, soyut bir çerçeve değil somut bir öznedir. …
Reklam
… Husserl çeşitli yönelişsel edimler ayırdeder: imgelemeler (imagination), tasarımlar (représentation), "öteki" deneyimleri, duyusal ve kategorisel sezgiler, alıcılık ve kendiliğindenlik vb. edimleri, kısaca Descartes'ın listesinde sayılan tüm içerikler: "Düşünen ben kimim? Kuşkulanan, anlayan, tasarlayan, olumlayan, yadsıyan, isteyen, istemeyen, imgeleyen ve hisseden bir şey. Başka yerde Husserl [iki Ben arasında] ayrım yapar: içinde nesnenin "açıklanmış" bilincinin bulunduğu edimsel Ben ile, içindeki nesne bilincinin "örtülü", "potansiyel" olduğu, edimsel olmayan Ben. Edimsel yaşanmışlık (örneğin dikkatle kavrama edimi) her zaman edimsel olmayan yaşanmışlıklardan bir haleyle çevrilidir, "yaşanmışlığın akışı hiçbir zaman saf edimselliklerden oluşmuş olamaz" (Ideen, 63). Edimsel olsun olmasın tüm yaşanmışlıklar aynı şekilde yönelişseldirler. …
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.