"Matbaa'da baskı sırasında renklerin birbirine karışması ve o baskının çöp olmasıdır Fersude..."
Kitap Taylan'ın hayatını konu alırken, aşkın insan üzerindeki etkilerini, aile kararlarını, hedef ve hayalleri, hayatın olağan değişimini de oldukça güzel bir dil ile okuyucu ile buluşuyor. Yazarın kitabı üçüncü göz tekniğiyle yazması, ben dilini kullanmaması beni biraz hikayeden kopardı. Öte yandan bu kadar derin bir hikayeyi az sayfada anlatması da takdire şayan. Hikayedeki betimlemeleri oldukça beğendim. Yazar konuşmalara çok az yer verip hikayenin bütünlüğünü betimlemeler ile okuyucuya aktarmış. Yine de daha fazla konuşma olsa, karşı tarafın hislerini de alabilseydik istedim lakin bu okuyucudan ziyade yazarın tercihi. Yazarın sanıyorum ilk kitabı, ilk kitabı olmasına rağmen güzel bir tema yakalamış alışılmışlığın dışına çıkmayı başarmış.
Taylan'ın tatilde başlayan serüveni, dönüş yolundaki talihsizliği, hayatının iplerini eline alışını ve emeklerinin karşılığını aldığı bir başarı hikayesini yalın bir dil ile okuyoruz.
"Ve damlalarda tutunmaya çalışırken okyanus olmuş bir adam Taylan"
Hepimiz kendi hayatımızın damlalarında okyanus olacağımız günü bekliyoruz. Zira kitabın kurgusu bize bu konuda da oldukça ilham veriyor.
Fersude; körkütük aşkların, ihanetlerin, yalnızların, başarının ve mücadelenin romanı. Okuyuculara zamane ilişkilerini, hayatı, özlemi ve umudu sorgulatıyor. Eros oku fırlattığında, aşk duruma el koyduğunda, hayat ezik otlar diyarına dönüştüğünde, aşkın nasıl çirkinleştiğini, sinirlenip hayatın akışını nasıl değiştirdiğini ortaya koruyor.