Fi Zılal-il Kur'an 2.Cilt

Seyyid Kutub

Fi Zılal-il Kur'an 2.Cilt Gönderileri

Fi Zılal-il Kur'an 2.Cilt kitaplarını, Fi Zılal-il Kur'an 2.Cilt sözleri ve alıntılarını, Fi Zılal-il Kur'an 2.Cilt yazarlarını, Fi Zılal-il Kur'an 2.Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Müslüman olmak isteyenin, O'nu olduğu gibi kabul etmekten ve kendisini teslim etmekten başka çıkar yolu yoktur. Allah katında din, İslam 'dır.. Ve yalnız Allah'ın belirlediği şekliyle İslam'dır. İftiracı ve kuruntu sahiplerinin belirlediği şekliyle değil...
Sayfa 69
Çünkü artık karşılaşma günü gelmiş ve onun gırtlağına yapışılmıştır. Artık kaçıp kurtulmak çok uzak. Kurtuluş yok artık!
Sayfa 67 - Âl-i İmran suresi 29.ayet tefsiri
Reklam
Din sadece vicdanlara hapsedilen somut bir duygu olmayıp otoritesiz, yasasız, metodsuz ve gelişigüzel bir kurum da değildir. Aksine insanın pratik hayatının dayandığı bir metod ve sistemdir.
Sayfa 415Kitabı okudu
Dünya durdukça, dün ve bugün olduğu gibi, yarın da, nerede olursa olsun, bütün İslam toplumlarının, her türlü İslami hareketin ve İslami direniş gücünün karşısına Yahudinin kin ve kıskançlığı çıkacaktır.
Sayfa 365Kitabı okudu
İslam davasında sabır, yol azığıdır. Çünkü yol uzun ve yorucudur. Engellerle ve dikenlerle sarılmıştır.Kan, ceset,eziyet ve sıkıntılarla kaplanmıştır. Birçok şeye sabretmek: nefsin istek ve arzularına, ümit ve beklentilerine, zaaf ve eksikliklerine, acelecilik ve bıkkınlıklarına karşı sabır... İnsanların isteklerine, eksikliklerine, bilgisizliklerine, kötü düşüncelerine, bozuk karakterlerine, bencilliklerine, gururlarına, kaypaklıklarına ve aceleci oluşlarına karşı sabır... Batılın saldırganlığına, azgınlığın küstahlığına, kötülüğün yaygınlığına, şehvetin ağır basmasına, kibir ve şımarıklığın baskısına karşı sabır... Yardım edenlerin azlığına ve zayıflığına, yolun uzunluğuna, zorluk ve sıkıntı anlarında şeytanın vesvese vermeye çalışmasına sabır... Bütün bunlarla birlikte cihadın acılığına, insan ruhunda meydana getirdiği çeşitli acı, kin,öfke ve sıkıntılara, zaman zaman verdiği güven zayıflığına, insan yapısındaki ümit azalmasına,usanma,sıkılma,ümitsizliğe düşmeye sabır... Tüm bunlardan sonra da güç, zafer ve galibiyet anında nefse hakim olma, bolluğu hiçbir şımarıklığa ve intikam duygusuna kapılmadan alçak gönüllülük ve şükürle karşılama, hak olan kısası haksızlığa dönüştürmeden aşma, bolluk ve darlıkta Allah'a bağlı kalma, O'nun kaderine teslim olma, bütün işleri huzur, güven ve huşu içinde O'na havale etme konusunda sabır... Tüm bunlarla ve benzerleri ile karşılaşacağından hep sabırlı olma durumundadır. Çünkü o, uzun ve yorucu bir yolun yolcusudur.
Sayfa 337Kitabı okudu
Bir topluluk, tecrübe, imtihan ve musibetlerle yüz yüze gelmedikçe, bütün bireyleri güçleri oranında ve amacına uygun olarak sıkıntılara göğüs germedikçe, içinde tam anlamıyla iman yerleşmez... Böylece kendisini oluşturan tuğlaların gerçek mahiyetini bu tuğlaların dayanıklılığını ve çarpışma anındaki sağlamlıklarını öğrenecektir.
Sayfa 300Kitabı okudu
Reklam
"Kafirler, kendilerine mühlet vermemizin kendileri için hayırlı olduğunu zannetmesinler. Biz onlara mühleti ancak günahlarını artırsınlar diye veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır." (A-li İmran/178)
Sayfa 290Kitabı okudu
Vicdanlarda zafer elde edilmeden meydanlarda zafer kazanmak imkansızdır.
Sayfa 237Kitabı okudu
Zafer ve yenilgilerin el değiştirmesi, sıkıntı ve genişliklerin birbiri peşinden gelmesi, yanılmayan bir mihenk ve bozulmayan bir ölçüdür. Bu konuda genişlik de, tıpkı sıkıntısı gibidir. Nice insanlar vardır ki, sıkıntı anında sabreder, saflarını sıkı sıkıya sağlam tutarlar. Fakat genişlik gördüklerinde gevşer ve çözülürler. Mümin kişi, sıkıntılara sabreden, genişlik ve bollukta da kendisini kaybetmeyen kimsedir. Gerçek mümin, her iki durumda da Allah'a yönelir. Kendisinin başına gelen iyiliğin de, fenalığın da Allah'ın izniyle meydana geldiğini çok iyi bilir.
Sayfa 214Kitabı okudu
İşte yol budur. Sabır ve takva... Allah'ın ipine tutunmak ve sarılmak... Gerçekte müslümanlar, tüm tarihleri boyunca Allah'ın dinine sıkıca sarıldıkları ve hayatlarında O'nun sistemini gerçekleştirdikleri sürece yücelmiş ve üstün gelmişlerdir. Allah onları düşmanlarının tuzaklarından korumuştur. Söz ve kelimeleri hep yüce olmuştur. Diğer taraftan müslümanlar, tüm tarihleri boyunca gizli açık inançları ve metodları ile savaşan doğal düşmanlarının kulpuna sarıldıkları, onların görüşlerine başvurdukları, onlardan sırdaş, arkadaş, yardımcı, uzman ve danışman edindikleri sürece Allah onları bozguna uğratmış, düşmanlarını üstün kılmış, boyunlarını eğdirmiş ve suçlarının cezalarını da tattırmıştır. Tarih tümüyle şahittir ki, Allah'ın yeryüzündeki apaçık kanununu görmeyenin gözleri ancak aşağılık, bozgunculuk ve yenilgileri görür.
Sayfa 173Kitabı okudu
103 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.