Teodor Herzl, fikirlerini duyurmak için 1897 yılında İsviçre'nin Basel şehrinde bir Yahudi Kongresi topladı. Bu,Yahudiler'in Filistin'e dönme hareketini ifâde eden siyo- nizmin ilk kongresidir. "Siyon" kelimesi Kudüs yakınında bir dağın adıdır. Herzl yahudilerce siyonizm hareketinin babası ve İsrail Devleti'nin kurucusu kabul edilmektedir.
Teodor Herzl, bu maksatla bir kaç defa İstanbul'a geldi ve Sultan Abdülhamid Han ile görüştü. Binnetice emeline muvaffak olamadı. Zirâ o büyük hükümdar, Herzl'i bir hayli oyaladıktan sonra:
"-Ecdâdımın kan dökerek aldığı toprakları benden para mukâbili satmamı mı bekliyorsunuz?!" diyerek bu yahudi ideologunu huzurundan kovdu.
Suud Devleti'nin kurucusu Suud B. Abdülaziz' in Filistin'de veya herhangi bir yerde “yahudi devleti” kurulmasına muvafakat ettiğini ve hayatı boyunca İngilizler'den ayrılamayacağını taahhüd eden kargacık burgacık yazılarla beyanı!
Suud Devleti'nin kurucusu Suud B. Abdülaziz'in Filistin'de veya herhangi bir yerde “yahudi devleti” kurulmasına muvafakat ettiğini ve hayatı boyunca İngilizler'den ayrılamayacağını taahhüd eden kargacık burgacık yazılarla beyanı!
Önceleri ecnebilerin Osmanlı Ülkesi'nde mülk edinmeleri kat'i bir sürette yasaktı. Fakat bilhassa sefârethâne mensupları, gizli gizli yerli Hıristiyanlar üzerinden mülk satın alıyorlardı. Bundan zamanla karışıklık ve ihtilaflar zuhûr etti. Bu durumu düzeltmek maksadıyla 5 Haziran 1868 tarihinde çıkarılan 5 maddelik "Arazi Kanunnâmesi", tabiatiyle Yahudiler'in Filistin'de mülk edinmelerini engelleyecek bir madde ihtiva etmiyordu. Burada Hicaz vesâire hâriç tutulmakta ve res- mî müsaade alınması şart koşulmaktaydı.
Siyonizm zuhur edip de Yahudiler her taraftan yerleşmek üzere Filistin'e akın edince, Osmanlı Hükümeti, 5 Mart 1883 tarihinde yeni bir kanun daha çıkararak bu durumu önlemek istedi. Bu yeni kanunla Filistin'de emlāk satın hakkı, sadece Osmanlı teb'ası olan Yahudiler'e hasredildi.
Bu defa da Siyonistlerin Osmanlı teb'ası olan Yahudiler'i kullanarak, onlar üzerinden arazi satın aldıkları görüldü. Çünkü Osmanlı teb'ası olan Yahudiler için herhangi bir tahdid yoktu. Bu süretle kanun sûistimal olunarak Dünya'nın her tarafından Siyonist Yahudiler, akın akın Filistin'e geliyor ve burada koloniler kuruyorlardı. Şüphesiz bunların hepsi de Siyonist değildi. Bazıları yabancı teb'alı (uyruklu) olmakla beraber son günlerini Kudüs'te geçirmek isteyen dindar kimselerdi. Fakat bunları birbirinden ayrıt etmenin imkânı yoktu.
Bu yüzden 3 Nisan 1893 tarihinde Filistin'de emlak almak, -tebaiyyet farkı gözetmeksizin- bütün Yahudiler için yasaklandı.
Bu tedbir karşısında Yahudiler, yerli işbirlikçi Araplar'ı kullanmaya başlamışlardı