Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Filistin Siyonizm Düşünden İşgal Gerçeğine

Zahide Tuba Kor

Sayfa Sayısına Göre Filistin Siyonizm Düşünden İşgal Gerçeğine Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Filistin Siyonizm Düşünden İşgal Gerçeğine sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Filistin Siyonizm Düşünden İşgal Gerçeğine kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tarihte olduğu gibi günümüzde de jeopolitik ve stratejik konumuyla dünya siyasetinin odak noktalarından biri olan Ortadoğu coğrafyası, özellikle 20. yüzyıldan bu yana bölgenin tarihi, kültürü ve siyasi kodları ile çelişen bir atmosfere sürükleniyor. Osmanlı Devleti’nin dağılışı, Ortadoğu’da sancılı ulus devletlere evirilme sürecini başlatırken diğer Ortadoğu devletlerinden farklı olarak Filistin toprakları önce Batılı devletlerin desteğini alan Siyonistlerin göçlerine, akabinde de İsrail işgal devletinin kuruluşuna tanıklık etti. Filistin halkı ise hem Filistin içerisindeki farklı bölgelere (Gazze ve Batı Şeria) hem de dünyanın çeşitli ülkelerine göç ettirilerek üç kuşaktır mülteci hayatı yaşamaya mecbur edildi.
Sayfa 8 - İhh kitapKitabı okudu
Soğuk Savaş’ın son bulduğu 1990 sonrasında Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu, sancılı bir döneme girdi. Yeni düzen arayışının büyük ve kanlı savaşlarla verildiği bu üçgenin tam ortasında kalan Türkiye’yi, eski Osmanlı coğrafyası olan bu topraklardan bağımsız olarak düşünmek, taşıdığı tarihî misyon ve güçlü bölge aktörü olma gerçeği ile birleştirildiğinde imkânsızdır. Türkiye’nin güney komşusu Ortadoğu, son yüzyıldır Filistin eksenli yoğun bir dönüştürme ve değiştirme operasyona maruz kalmıştır. Bu durum II. Dünya Savaşı sonrası Yahudi-Anglosakson ittifakın bir İsrail devleti şeklindeki tezahürü ile asıl niyetini açığa vurmuş ve yapılan diğer müdahalelerin de mihenk noktası bu olmuştur. Bugün Ortadoğu’da Irak saldırısı, İran ve Suriye kuşatması ve Büyük Ortadoğu Projesi de dâhil olmak üzere daha geniş eksenli kontrol çabaları İsrail için verilmektedir. Bu çabalar çerçevesinde sözde kitle imha silahlarının yok edilmesi sloganı ile Irak’ı cehenneme çevirip istikrarsızlığın kucağına bırakanlar ve İran’a ambargo uygulayıp saldırı hazırlığı yapanlar, İsrail’in nükleer, biyolojik ve kimyasal cephaneliği karşısında seslerini hâlâ çıkartmamaktadır. Filistin-İsrail görüşme ve anlaşmaları bir oyalama taktiğinden ibaret olup Filistinli Müslümanlar açısından bir kısır döngüyü ifade ederken, durumun bu noktaya gelmesinde de İsrail’i sınırsızca destekleyen ABD’nin rolü dikkat çekmektedir.
Sayfa 10 - İhh kitapKitabı okudu
Reklam
Bugün Ortadoğu’da Irak saldırısı, İran ve Suriye kuşatması ve Büyük Ortadoğu Projesi de dâhil olmak üzere daha geniş eksenli kontrol çabaları İsrail için verilmektedir.
Sayfa 10
Kudüs ve Mescid-i Aksa gibi asla vazgeçilmeyecek kutsal değerleri ile İslam dünyası için sembolleşmiş bir coğrafya olan Filistin, bugün kayıtsızlığın kurbanıdır.
Sayfa 11
Kudüs ve Mescid-i Aksa gibi asla vazgeçilmeyecek kutsal değerleri ile İslam dünyası için sembolleşmiş bir coğrafya olan Filistin, bugün kayıtsızlığın kurbanıdır. Dünyanın en gelişmiş silahlarına karşı, taş ve sapanlarla ve gencecik bedenlerle sürdürülen İntifada hareketi, 11 Eylül süreci ile küresel kuşatmanın sözde “teröre karşı savaş” muhasarasının parçalarından biri algılaması ile sarsılmaya çalışılmıştır
Sayfa 11 - İhh kitapKitabı okudu
Kudüs ve Mescid-i Aksa gibi asla vazgeçilmeyecek kutsal değerleri ile İslam dünyası için sembolleşmiş bir coğrafya olan Filistin, bugün kayıtsızlığın kurbanıdır. Dünyanın en gelişmiş silahlarına karşı, taş ve sapanlarla ve gencecik bedenlerle sürdürülen İntifada hareketi,...
Reklam
Filistin Devleti Eski Bașkanı Yaser Arafat'ın takdimi
Filistin sorunu ve Filistin halkının sessiz ama cesur direnişi, kardeş ve dost Türkiye halkının kalbindeki her bir atışta kendini somut biçimde göstermektedir. O Türkiye halkı ki, ona minnettarlığımın yanı sıra Filistin halkının başlatmış olduğu haklı mücadelede İsrail işgalinin sona ermesi, gerçek barışın sağlanması ve başkenti Kudüs olan Filistin devletinin kurulması konularındaki desteğinden ötürü kendilerine şükranlarımızı sunmayı bir borç bilirim.
Sayfa 12 - İhh kitapKitabı okudu
Filistin bugün kayıtsızlığın kurbanıdır
Her bir Filistin toplumu, kimliğini muhafaza etmek için iki ayrı düzeyde mücadele etmek zorundadır: Birincisi, bir Filistinli olarak siyonizm'le ve kaybolan bir vatana ilişkin tarihi ile hesaplaşmak; ikincisi, yine bir Filistinli olarak günlük yaşam koşullarını ve oturduğu devlette maruz kaldığı baskıyı göğüslemek. Lübnanlı Filistinliler, Amerikalı Filistinliler Ürdünlü, Suriyeli, Batı Şerialı Filistinliler vardır ve sayıları, İsrail Yahudilerine ve diğer Araplara oranla daha hızla artmaktadır. Bugün New York ya da Amman gibi yerlerde Filistinli çocuklar doğuyor ve hâlâ kendilerinin Shafa Amr, Kudüs ya da Tiberli (Taberiyeli) olduklarını söylüyorlar.
Sayfa 15 - İHH KitapKitabı okuyacak
İsrailoğulları, MÖ 2000’lerde ulaştıkları Filistin topraklarından Babil Krallığı ve Roma İmparatorluğu dönemleri ile Haçlı işgalinde büyük katliamlara uğrayarak sürülmüşlerdir.
1948’den itibaren yaşanan Arap-İsrail savaşları, Yahudilerin arkasındaki güçlü Batı desteğinin yanı sıra Arap ülkelerinin Filistin konusundaki tutarsızlıklarını ve samimiyetsizliklerini de ortaya koymaktaydı. 1967 Savaşı’nda İsrail’e topraklarını kaptıran Mısır, Ürdün ve Suriye’nin soruna daha çok bir iç politika malzemesi olarak yaklaşmaları ve kendi kayıplarının peşine düşmeleri, ortak bir hareket planı ortaya koyamamaları ile birleşince sürecin Filistin aleyhine işlemesi kaçınılmaz bir hâl aldı.
Reklam
I. Dünya Savaşı sırasında Ortadoğu’nun paylaşımını öngören İngiltere ve Fransa arasındaki Sykes-Picot Anlaşması ve bir sene sonra 1917 Balfour Deklarasyonu, Yahudilere Filistin topraklarını resmen açarken, İngiliz mandası (1920-48) ile birlikte bölge, yavaş yavaş anarşinin kucağına bırakılıyordu. II. Abdülhamid’i aşmayı başaramayan Yahudiler, Padişah’ın büyük önlemler aldığı bu topraklarda artık Haganah (1920-48), Stern/Lehi (1940-48) ve Irgun (1931-48) gibi çetelerle Müslümanlara karşı her türlü saldırıyı sistematik bir biçimde sürdürmeye başlamıştı. II. Dünya Savaşı sonrasında bölgede İngiltere’nin yerini ABD aldı. 1948 yılı Mayıs’ında Filistin topraklarında Batı desteği ile İsrail devleti kuruldu. Bu devlet daha kurulmadan önce bölgede gerçekleştirilen Deir Yasin gibi katliamlar ise aslında Ortadoğu’da yeni ve daha büyük bir istikrarsızlığın habercisiydi.
Sayfa 19 - İhh kitapKitabı okudu
İsrailoğulları, MÖ 2000’lerde ulaştıkları Filistin topraklarından Babil Krallığı ve Roma İmparatorluğu dönemleri ile Haçlı işgalinde büyük katliamlara uğrayarak sürülmüşlerdir. Öte yandan Yahudiler, Hz. Ömer'in hilafetinde Kudüs kapılarının Müslümanlara açılmasıyla başlayan dönemde ve ardından Selahaddin-i Eyyubi ve dört asır sürecek olan Osmanlı döneminde bu topraklarda barış ve esenlik içerisinde yaşamışlardır. Hatta Endülüs’te Hristiyan çılgınlığına kurban edilmek üzere olanlar ile Rusya’da ve Avrupa’da zulüm gören Yahudiler de yine Müslüman topraklarına kabul edilmişler ve buralarda emniyet içerisinde yaşamışlardır.
Sayfa 19 - İhh kitapKitabı okudu
1948’den itibaren yaşanan Arap-İsrail savaşları, Yahudilerin arkasındaki güçlü Batı desteğinin yanı sıra Arap ülkelerinin Filistin konusundaki tutarsızlıklarını ve samimiyetsizliklerini de ortaya koymaktaydı. 1967 Savaşı’nda İsrail’e topraklarını kaptıran Mısır, Ürdün ve Suriye’nin soruna daha çok bir iç politika malzemesi olarak yaklaşmaları ve kendi kayıplarının peşine düşmeleri, ortak bir hareket planı ortaya koyamamaları ile birleşince sürecin Filistin aleyhine işlemesi kaçınılmaz bir hâl aldı.
Sayfa 19 - İhh kitapKitabı okudu
124 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.