“İçimi bilsen bana eczane alırsın.”
Bülent Parlak sözüyle başlamak istedim yazıma. Öncelikle Yasin Kara’nın kitabında çocukluğumuza dair çok güzel alıntılar, pasajlar var. Bizden, samimi, daha dün gibi yaşanmış, hepsi bizden bir parça... Sırf kuşlar kaybolmasın diye gökyüzüne teleskopla bakmamayı ( pahalı merceklerle bakmanın göğü deleceğini düşünecek kadar kuşlara hassasiyet göstermiş) tercih eden bir yazarı okurken şu sözü getirdi aklıma “ Kuşlar yemek yerken ürkmesinler diye yolunu değiştiren insanı dünya elbette incitir, yorar..Yasin Kara’yı da çok üzmüşler ama o yazmaya devam etmiş :) kendini yazmış belki ama bizlere de tercüman olmuş. Hemen bir çırpıda bitmesine rağmen bazı cümleleri çok vurucuydu... Bu dünyada hiçbir yere sığmadan ve kimseye tutunmadan yaşamak mümkün müdür?