Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Freud ve Öğretisi

Stefan Zweig

Freud ve Öğretisi Gönderileri

Freud ve Öğretisi kitaplarını, Freud ve Öğretisi sözleri ve alıntılarını, Freud ve Öğretisi yazarlarını, Freud ve Öğretisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendindeki tek insanı tanıyan onu bütün öteki insanlarda da tanır ve anlardı.
Gözünü uzak geleceğe dikmiş olan Freud sorar: Gün gelip insanlık bir sıkıntı ve tedirginliği, bu bir ileri, bir geri çekiştirilip durmayı yenebilecek mi?
Reklam
Pedagoglar çocuğu erginlik çağına kadar getiriyor ve orada kendi haline bırakıyorlardı. Okul sıralarında gerekli olgunluğa ulaşamamış, ödev ve görevlerinin üstesinden gelememiş, iç uyuşmazlıklarına hiç çare bulamamış gençler gerçek hayatla karşılaşınca şaşırıp bocalıyorlar, ama onları artık düşünen olmuyordu. Psikopatların, nevrotiklerin kaynağı işte bu kendi başlarına bırakılmış zavallı gençlerdi.
Bütün o Tanrı’ca başarılarına karşın insanoğlu neden daha şen, daha mutlu olamamıştır? Derin Ben’imiz toplumun uygarlık yolundaki bu parlak başarılarından ve hızlı ilerleyişinden niçin yeterince yararlanıp zenginleşmemiş, erinçlik ve özgürlük kazanmamıştır? Bu sorulara yine kendisi, o katı insafsızlığı ile şu yanıtı verir: Çünkü kültür yoluyla kazanılan varlık bize tanrılardan bir armağan olarak gelmemiş, içgüdüsel özgürlüğümüz pahasına kazanılmıştır.
Yaşam tek tek insanlar için olduğu gibi, tüm insanlık için de güç taşınır bir yüktür!
İnsan zekası bir yerlerde ayak basmamış yer, bilinmedik derinlik sezmeye görsün: Kartal kanatlarını takınıp hemen gökyüzüne fırlar, bütün bilinmezlikleri bilinceye dek bir yere inmez, uyku tünek tanımaz!
Reklam
Freud “İte dalanmaktansa çalıya dolanmak daha iyidir” demiyor, gözünün içine bakarak iti yıldırmayı öğütlüyordu.
“Dil sürçmelerinde” dile gelen şey düşünüldüğü halde söylenilmek istenilmeyen şeydir. Bilindiği halde çağrıldığı zaman akla gelmeyen şey ise aslında unutulmak istenen şeydir. Yitirilmek istenen şey gerçekten yitirilir.
“Yaşamak ne güzel şey!” Her zaman öyledir, yükseliş ne denli dik olursa alçalış da o kerte dik olur.
Reklam
Duygular bastırılıp, geri itilebiliyordu, doğru. Ama bastıran, geri iten kimdi? Daha da önemli soru: İtilen nereye itiliyordu?
Bilinen bir şeyi bilmezlikten gelmek ya da daha yüksek bir görüş basamağında durup kendini zorla aşağılara, gerilere indirmek istemek büyük çabaya mâl olan bir iştir.
Goethe kendi yerine Werther’i öldürmek suretiyle kendini kurtardığını söylediğinde psikolojinin çok esaslı bir gerçeğini dile getirmiş oluyordu: Kafasında tasarladığı intiharı fantezi aynasına yansıttığı uydurma bir figüre aktararak boşaltmış ve kendini böylece o düşüncenin baskısından kurtarmıştır.
Uygarlaşmış benliğimizin artık bilmediği ya da bilmek istemediği eski bir benlik içimizdeki karanlık ülkede kendi evindeymişçesine barınıyordu ve bu benliğin ara sıra ansızın yerinden doğrulup ince kültür perdesini yırtarak amansız, zorba içgüdüleri serbest bıraktığı olurdu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.