Kim dini Allah’a tahsis ederse (ihlas), şirk koştu
Hakkın niteliklerini sınırladı
Gerçeği bilmeyen kişi
Misk’in zâtını kokusundan algılar
Cüneyd’e, ‘Alem nedir ki Allah’la birlikte zikredilsin’ diyen adam hal ehliydi. Allah ise şöyle der. ‘Allah ile birlikte başka bir ilah mı? Bir sûfı şöyle der: ‘Amelde ihlasını görmen, tam bir mecusiliktir.’ Kastedilen şirktir. Kul, amelin gerçek failini ve meydana getirenini görmelidir.Ebu Medyen arkadaşlarına ibadetleri izhar etmelerini emrederdi, çünkü ona göre, Allah’tan başka fail yoktur. İhlas ise, karşı koyanın varlığını gerektirir.
Kul Allah’tan başkasını görmeyip yarar ve zarar veren sebepleri koyanın O olduğunu bildiğinde, zarar veren şeyi uzaklaştırmada ve bir sebep belirlemeksizin fayda vereni elde etmede Allah’a yönelir. İhlasın anlamı budur.
Yaratılmış her şeyde bir rablik iddiası vardır. Bunun nedeni, her şeyden âlemde zarar ve yararların meydana gelmesidir. Bu yönüyle âlemdeki her bir şey, zarar ve fayda verendir. Bu kadarlık bir özellik ise, genel rabliğin bir parçasıdır ve onun vasıtasıyla yaratıkların kendi karşısında zelil olmasını ister. Dikkat ediniz! İnsan halife olarak diğer yaratıklardan üstün olsa bile, doğal olarak sevmediği bir ilacı içmeye nasıl muhtaç kalır! Çünkü bilir ki onda bir yarar vardır. Böylelikle -farkında olmadan- sevmediği o şeye ‘ibadet etmiştir.’ Bununla birlikte söz konusu ilaç, hastanın mizacına haz veren ilaçlardan biri ise -ki o kullanmanın kendisine yarar vereceğini bilir- dileyerek ve isteyerek -farkında olmadan- ona ibadet eder. Allah ‘Göklerde ve yerdeki herkes, isteyerek ya da istemeden Allah’a ibadet eder’™ der. Bütün varlığı, sana zikrettiğimiz bu şekilde dikkate almalısın!
Varlığın bir okul, Hakkın ise bu okulun öğretmeni ve öğrencilere -ki öğrenciler âlemdir- ders veren olduğunu belirttik. Peygamberler yardımcı öğretmenler; varisler ise, yani yardımcıların yardımcılarıdır.
Şeriatlar ise herkesin düşüncesini doğrultmak için inmiştir. Bu durum keşf ehline görülür ve herkes keşf ehlidir. Bir kısmı talep ettiği şeyi idrak etmiş olduğunun farkına varamaz. O, karşısında huşu duyduğu şeydir. Başka bir grup ise, talep ettiğinden başka bir şey görmediğini bilemez. Öyleyse hepsi, bulmada ve müşahedede birdir, fakat çoğu bilmez. Allah ise, hepsine merhamet etmiştir. İşte bu ‘Rahmetim her şeyi kuşatmıştır’522 ayetinin (yorumudur.)
Şeriatlar ise herkesin düşüncesini doğrultmak için inmiştir. Bu durum keşf ehline görülür ve herkes keşf ehlidir. Bir kısmı talep ettiği şeyi idrak etmiş olduğunun farkına varamaz. O, karşısında huşu duyduğu şeydir. Başka bir grup ise, talep ettiğinden başka bir şey görmediğini bilemez. Öyleyse hepsi, bulmada ve müşahedede birdir, fakat çoğu bilmez. Allah ise, hepsine merhamet etmiştir. İşte bu ‘Rahmetim her şeyi kuşatmıştır’522 ayetinin (yorumudur.)
İlâhî kuvvet onlara sürekli müşahedeyle yardım eder. Onlar da iki
ayağm konulduğu yerde sıfatlarla gözükür. Onların şaşkınlığı uyma yönündendir. Zikretmeleri ise bir sünnet veya farzı yerine getirmekten
ibarettir. Onlar dost doğru yoldan ayrılmaz. Halk ile iç içe yaşasa ve
onlarla haşır neşir olsalar bile, bu esnada gerçekte onlarla beraber değillerdir. İnsanlar kendilerini görseydi, onları görmüş olmazlardı. Çünkü onları ancak Allah’ın fiillerinden birisi olmaları yönünden görürler. Dolayısıyla onlar, fiili ve yapıcısını müşahede eder. Ne ömür makam!
“ Varlığın başlangıcına bak ve onu iyice öğren
Bu durumda kadîm-yaratıcı cömertliği görürsün
Bir şey diğer bir şey gibidir, şu var ki
Onu alemlerde hadis bir şey diye izhar etmiş
Gören yemin etse ki: Varlığım ezelidir
Bu ifade de doğrudur, yadırganmayacaktır
Veya gören yemin etse ki: Varlığım Yoksunluğumdandır
Daha yerinde bir ifade: böylece var oluşum üçlü oldu.”