Kişinin kalbinde dünya arzusu veya dünyadan herhangi bir lezzeti tatma sevdası ya da yiyecek, giyecek, içecek, evleneceği kadın, oturacağı ev, binek, yetki, liderlik ve beş ibadet haricindeki fıkıh, hadis rivayeti, kıraat, nahiv, dil, fesahat ve belagat gibi bir ilim dalında uzman olmak, fakirlikten kurtulmak, zengin olmak, başındaki sıkıntının gitmesi ve afiyette olmak gibi herhangi rahatlık peşinde olma düşüncesi varsa yani en genel ifadeyle uğradığı zarardan kurtulmayı ve faydalanacağı şeyleri elde etmeyi istiyorsa o, gerçek zâhid (dünyaya değer vermeyen) değildir.
Çünkü bu sayılanlardan her birinden nefis haz duyar. Bunları yapan kişi hevâsına uymuş, tabiatını / yaratılış doğasını rahat ettirmiş ve sevmiş olur. Bunların tümü dünyadandır, dünyada sonsuzlaşmayı sevdirir ve dünyaya alışmaya yol açar. Bu sebeple kişinin gerçek manada zâhid olabilmesi için bu duyguları tamamen kalbinden çıkarması, yokluğa, meteliksizliğe ve sürekli fakirliğe rıza göstermesi ve bunlara çekirdek kadar ilgisinin kalmaması gerekir. Bunu başardığı zaman kalbindeki bütün üzüntü ve kederler yok olup gider, rahata erer ve Allah’a ısınır (üns).
Mümin öncelikle farzlarla uğraşmalıdır. Farzları bitirince sünnetlerle uğraşır. Sonra nâfilelerle ve faziletlerle uğraşır.
Farzları tamamlamadan sünnetlerle uğraşması ahmaklıktır. Farzlardan önce sünnetlerle ve nafilelerle uğraşacak olursa ameli kabul edilmez ve kendisi horlanır.
Yaşlı bir adam bana uykumda sordu:
- ‘Hangi şey kulu Allah Azze ve Celle’ye yakınlaştırır?’
- Dedim ki: 'Bunun başı ve sonu vardır. Başlangıcı; verâ’, sonu; rızâ, teslimiyet ve tevekküldür.’
Küfür, fısk ve isyan; bunlara razı olmak emredilmemiştir, bilâkis bunların sevilmemesi ve bunlardan nefret edilmesi emredilmiştir.
Zirâ, Allah bunları ne sever ne de bunlara razı olur.
Yazarın okuduğum ilk eseri oldu, sonunda tanıştık...
Eser ilk başlarda harika başladı benim için. Her ne kadar bilinmeyen çok kelime varsa da çok keyif aldım ilk yarısında. Fakat ikinci yarısında bilinmeyen kelimelerin fazlalığı ve dilin ağırlığı, açıkçası beni zorladı. Bir okur ağır değil demişti ben de pek değil demiştim ama ikinci yarısı gerçekten ağırdı. Lafımı geri alıyorum o yüzden...
Beni en çok mutlu eden din alanında, roman tarzı olması, daha doğrusu insanla ilişki kurup yaşantılardan AYETLERLE temelendirmesi...
.......Herkese, keyifli okumalar dilerim.......
Fütuhu'l GaybAbdülkadir Geylani · Gelenek Yayıncılık · 20031,461 okunma
"Münafıklar Allah'ı aldatmaya kalkışırlar. Oysa onlar kendilerini aldatırlar. Namaza kalktıklarında gönülsüzce, insanlara gösteriş olsun diye kalkarlar ve Allah'ı çok az anarlar"