İnsanoğlu umûmiyetle, güzel amelleri dâimâ geriye atar. Yâni, <<sonra işlerim. Nasıl olsa daha ömrüm çok!>> gibi kuruntularla, ölümden sonra kendisine faydalı olacak sâlih amelleri bir an önce ve ömrü boyunca işlemeyi ihmâl eder.
Hasan (R. A), Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem'den rivayet eder:
Allah'ın Resulü buyurdular:
_Ölümün mümine verdiği sıkıntı ve acının şiddeti, üçyüz kılıç darbesi kadardır.
Yezîd oğlu Muhammed, bir defasında şöyle dedi:
– Eğer sevdiğin birine kötülük etmemek elinden gelirse, etme…
Kendisine dendi:
– Sevdiğine kim kötülük eder ki?
Ebu Muhammed dedi:
– Evet, sevdiğine, hem de en çok sevdiğine kötülük edenler çoktur. Kişinin en çok sevdiği kendi şahsıdır. Allah’ın ahkamına karşı gelip günah işleyenler ise bu en çok sevdiklerine kötülük etmiş olurlar.
Allah’tan başka ilah yoktur. O, birdir. Ortağı yoktur. Bütün kainat O’nundur. Hamd, O’na mahsustur. O, hem diriltir, hem de öldürür. Kendisi ise ezeli - ebedî diridir. Asla ölmez. Bütün hayırlar O’nun kudret elindedir, O, her şeye gücü yetendir.