İçinde Antakya geçen çok az şey kötüdür. Öncelikle kitabı beğendim. Tarih, din hatta mitoloji ile zenginleştirilmiş hikaye, “yorucu” denecek seviyede hareketli. Durmadan Hatay’ın merkez ilçesi Antakya dahil bütün ilçelerine seyahat ediyorsunuz ve her yerde bir olay var, tam konsantre olmazsanız bazı şeyleri kaçırma riskiniz var. Yazarın dili sade, anlaşılır ve çok akıcı. Kurgu ise temelde güzel fakat bana (özellikle finali de okuduktan sonra) biraz zorlama geldi. Bu kadar sürpriz ve bu seviyede bir ilişki ağına gerek var mıydı emin değilim. Yazar, kitabın karakterlerine de çok yüklenmiş. Hükümet konağındaki bir odacıdan ibranice düşünebilen bir filozof, Zahit kalibresindeki taşralı bir gençten -üstelik çok kısa bir sürede- kalkınma planları hazırlayabilen bir yetenek çıkarmış. Velhasıl çok spoiler vermeyelim, dip toplamda eğlenceli ve okunası bir kitap, mutlaka okuyun. Ben, kendi adıma, ilk kez okuduğum yazarın yeni eserlerini bekleyeceğim.