Anladı ki insan hayatına tat veren ne varsa hepsini ihtiyarlığa, "zamanı gelince" dediği o zamana kadar ertelermiş yavaş yavaş. Sanki bir gün gerçekten de zamanı olacakmış gibi, sanki hayali kurulan o mutlu barış, hayatın en son anlarında ele geçecekmiş gibi. Oysa barış falan yoktur. Belki zafer de yoktur.