Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gece Yarısından Sonra Bir Saat - Novalis

Hermann Hesse

Gece Yarısından Sonra Bir Saat - Novalis Gönderileri

Gece Yarısından Sonra Bir Saat - Novalis kitaplarını, Gece Yarısından Sonra Bir Saat - Novalis sözleri ve alıntılarını, Gece Yarısından Sonra Bir Saat - Novalis yazarlarını, Gece Yarısından Sonra Bir Saat - Novalis yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir tek kişinin sırtlanamayacağı kadar anılarımı ağırlaştıran nedir bilmem!
Reklam
Sen mutluluğu bir fındık kabuğunda arıyorsun. Ne var ki güzellik de, mutluluk da bizlerden daha zengindir, binlerce yolu barındırırlar kendilerinde, tüm ağaçlarda meyveye dururlar. Sevgisiz zenginlik kaç para eder ya da güzelliksiz şehvet?
Incipit vita nova. Yeni bir insan oldum, kendim için de bir mucize, hem dingin hem etkin, hem alan hem veren, içlerinden hangisinin en değerli olduğunu belki henüz bilmediğim zenginliklerle donanmış biri.
Bana yakın hiçbir şey kalmamıştı, hiçbir sevdiğim, hiçbir komşum ve yaşamım bedenimi sarıp silkeleyen bir tiksinti gibi yükseliyordu içimde. Sanki tüm ölçüler aşılmış, tüm sunakların kutsallığına gölge düşürülüp tüm tatlılıklar tiksinti uyandırmaya başlamış, tüm yükseklikler aşılarak ardına geçilmişti. Sanki bir saflığın tüm parıltıları karanlığa boğulmuş, bir güzelliğin tüm sezgileri şimdiden çarpıtılıp ayaklar altında çiğnenmişti. Bundan böyle özleyeceğim hiçbir şey kalmamıştı, başkalarına sunacağım hiçbir şey, nefret edeceğim hiçbir şey. İçimde kutsal, kirlenmemiş ve yatıştırıcı ne varsa bir bakıştan, bir sesten yoksundu. Yaşamımın tüm muhafızları uykuya dalmıştı. Tüm köprüler atılmış, tüm uzaklıkların mavileri yağmalanmıştı. Cezbedici ve sevimli ne kalmışsa elimden uçup gitmiş, gemisi karaya oturan bir kazazedeye dönüşmüştüm; ruhsal bakımdan bitkin, dile gelmez ölçüde yağmalanmış, sefaletimin bilincine vardığımda, gözlerimi yere indirip kollarım ve bacaklarımda bir ağırlıkla doğrulup kalktım, geceleyin kimseye veda etmeksizin ve arkasından kapıları kapamaksızın evinden çıkıp giden bir mahkum gibi geçmişimin tüm akışkanlıklarından çıkıp gittim.
İçimdeki özlem tatlı bir adı, ormanların yankılanan derinliklerine sesleniyor, sevginin acıklı bir sevi söyleşisini ince ve nazlı fısıltılarla yineliyordu.
Reklam
Benim kalbim bir çocuk sevgisinin kopmuş ipliklerine takılıp kalmış, titreyip duruyordu o zamanlar.
Vedalaşmak, kimsenin tümüyle öğrenemeyeceği bir sanattır.
Hasta düştüm, yolumu şaşırdım, sen gelip içimde saflığını ve saygıdeğerliğini koruyan ne kalmışsa hepsini uyandırdın.
Özlem dolu o zamanın hatırına, büsbütün yitirilmiş yıllarında bile seni sevdim.
Reklam
Uzakların ve masmavi gökyüzünün genç kızları andıran şen bir görünümü vardı. Ancak çok zaman önce, henüz bir çocukken, sevginin ve yakıp kavurucu tutkuların sezgisiyle oradan oraya sürüklenip durmadan önce dünya bana yine bu şen şakrak yüzüyle görünmüştü.
Yıkıma uğramaktan ve yeniden ayağa kalkmaktan bezdim artık…
Sen benden uzaklaştıkça yolumu şaşırdım. İkide bir kollarımı açıp sana uzattım özlemle, durmadan seni çağırdım, ilkgençliğimde saygıya değer ne varsa hepsini davet ettim. Ama sen çağrılarıma kulak asmadın ve yaşam dirimsellikten uzak yuvarlanıp geçti önümden. Gönlüme karamsarlık çöktü, tanrılarına ilendi ve tepetaklak oldu, yücelerden düştü aşağı.
Sana kapısını araladığım sevgi bahçelerini kirleten sen değil miydin? Sen değil miydin sana öğrettiğim ezgileri sokak şarkılarına çeviren, sana sunduğum sevinç kadehlerini sarhoşluk uğruna istismar eden?
Beni sana kavuşturacak yolu, düşman bir denizde yalnızlık içinde geçen yüz gün ve yüz geceden sonra bulabildim ancak…
206 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.