Öne Çıkan Gecelerin En Güzeli kitaplarını, öne çıkan Gecelerin En Güzeli sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Gecelerin En Güzeli yazarlarını, öne çıkan Gecelerin En Güzeli yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ama adamın kendisine atılırken Allahuekber diyerek yükselttiği nara hâlâ kulaklarında. İki ordunun da birbirine Allahuekber diye atılışında kederli bir şeyler vardı.
Sabit bir noktanın kalmadığı bir evrende yerkürenin dahi bir anlamı kalmayacaktı. Bu düşüncelerin sonu olmadığına karar verdi: “Görelilikte ısrar, ilerlemenin mezarıdır!” Cümlesini beğendi. Ne kadar soğuk da olsa dışarı çıkıp biraz yürümeliydi. Yürüyüp üşüdükçe izafiliğin kırıntıları üzerinden dökülecekmiş gibi geliyordu.
Gerçekten de öyle oldu.
Büyük temizlik günlerinin insanın içini daraltan gerilimini hissetmemek mümkün değil. Rahat bir gün olmayacağı daha şimdiden belli. Nesrin büyük temizliğe giriştiği zaman iki seçenek vardır; ya ortadan kaybolmak ya da ondan bile daha titiz davranarak üzerinize gelmesi kesin olan şimşekleri savuşturmak. Cemal ise bu sabah nedense mazeretli olduğunu
Cebinden üzeri kiril alfabesiyle yazılar karalanmış ve bir haç çizili, gözenekli taşı çıkarıp Dimitri’ye uzattı. Dimitri taşa önce dokundu. Sonra eliyle kavrayıp üzerindeki yazıları seçmeye çalıştı. Okuyamadı.
“Taşı dedenin yatağının altına saklamıştık ama yatağında işlediği günahları düşününce utanıyor insan.”
“Stavlos mu? Hangi azizmiş bu? Ben
Dimitri gelen haberle birlikte sokağa fırladı. Ailesinin uzunca zamandır yaşadığı ev en fazla yirmi dakika çekiyordu. Bahar iyiden iyiye geliyordu. Ağaçların fısıldaşmasından, bademlerin kımıldanışından açıkça belliydi baharın gelişi. Eve ulaştığında içeriden kopan yaygarayla yüreği sıkıştı. Dedesi İvan’ı sevmezdi ama ölüm, sevgi ve nefret gibi
Lamacıların rahibi Lao geçen hafta sokakta karşılaştıklarında anlamlı anlamlı gülümsemişti. “Gerçi bu Budistler hep anlamlı anlamlı gülümser. Muhtemelen bu tebessümün arkasında dipsiz bir boşluktan başka bir şey yoktur!” Çısınmaa için boşluk olumlu duygu veren bir kavramdı, o yüzden Lamacıların gülümsemeleri hakkındaki düşüncesinin uygun kaçmadığına karar verdi. Doğru tanımlama: “Bu tebessümün arkasında sinsilikten başka bir şey yoktur” olmalıydı.
“Efsane ile gerçek arasındaki fark o kadar önemli mi? Efsane ile gerçek arasında hep bir açı farkı vardır. İdealleri olanlar efsaneyi, karamsarlar gerçeği tercih eder. Ergenekon efsanesi Açina sülalesinin kökeni meselesinden her zaman daha büyüleyicidir, Oğuz Kağan efsanesi Oğuzların kökeninin Part asıllı olup olmamasından daha etkileyicidir de ondan. İdealleri olanlar efsaneden bir gerçek yaratır, karamsarlarsa ellerindeki gerçeği ne yapacaklarını bilemez. Efsane bir süre sonra bizden bağımsız hareket etmeye başlar. Başka biçimler ve renklerle olduk olmadık yerlerde karşımıza çıkıp durur. Kendine has bir ömrü vardır onun. Salt gerçekse insana hiçbir şey söylemez. Milletlerin, hatta insanların efsanelere ihtiyacı var.”
Hangi insan yeni ihtimallerden heyecanlanmaz ki? Çoğunlukla felaketler bile tekdüze bir yaşamdan daha heyecan verici olabilir. Hatta ömrümüzü çürümeden kurtaran tek şeyin umulmadık felaketlerin sonuçları olduğunu söylemek çok mu acımasızca?