Gen Bencildir sözleri ve alıntılarını, Gen Bencildir kitap alıntılarını, Gen Bencildir en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Genler, hayatta kalım makinelerinin ve onların sinir sistemlerinin nasıl yapılacağını dikte ederek davranışlar üzerindeki nihai güçlerini uygulamış olurlar. Ancak sonrasında, ne yapılacağına ilişkin anlık kararlar sinir sistemi tarafından verilir. Genler ana politika yapıcılardır; beyinler ise idarecilerdir. Ama beyinler daha da gelişmiş hale geldikçe, öğrenmek ve bu yolda simülasyona başvurmak gibi hileleri kullanarak asıl politika kararlarının gittikçe daha fazlasını devralmaktadırlar. Bu gidişatın mantıken son noktası (henüz hiçbir canlı türünde ulaşılmamış son nokta) genlerin hayatta kalım makinelerine tek bir kapsamlı politika talimatı vermeleri olacaktır: Bizi hayatta tutmak için en iyisinin ne olduğunu düşünüyorsan onu yap.
Tanrı fikrini düşünün. Mem havuzunda nasıl ortaya çıktığıni bilmiyoruz. Muhtemelen, birbirinden bağımsız "mutasyonlarla" birçok kez oluştu. Her durumda gerçekten çok eski bir fikirdir. Peki kendini nasıl eşler? Sözle ve yazıyla, büyük müziklerin ve büyük sanat eserlerinin yardımıyla, Neden bu denli yüksek hayatta kalım değerine sahiptir? "Hayatta kalım değerinin burada bir gen havuzundaki gen için biçilen değer anlamında değil, bir mem havuzundaki mem için biçilen de ğer olduğunu unutmayın. Bu soru gerçekten şu anlamdadır:
Tanrı fikrine kültürel çevredeki kararlılığını ve etkililiğini veren şeyler nedir?
En azılı insan suçlulara bile ölüm cezası uygulamayı birçoğumuz bizzat gerçekleştiremeyecek olmamıza rağmen, zararlı kabul edilen oldukça uysal hayvanları yargılamaksızın vurmayı neşeyle destekleriz. Aslında zararsız türlerin üyelerini bile bir eğlence ve vakit geçirme aracı olarak öldürürüz.
Bizler, dünya üzerindeki bireysel yaşamkalım makineleri, yalnızca 10-20 yıl daha yaşamayı umabiliriz. Dünyadaki genlerin yaşam süresi ise binlerce, milyonlarca yıl ile ölçülmelidir.
Benzeri şekilde, eşleyici moleküllerin öyküsü de büyük olasılıkla benim anlattığıma benzer birtakım yollarla gelişti: Bizim onları "canlı" olarak adlandırıp adlandırmamıza kayıtsız bir şekilde yaşandı. Birçoğumuz kelimelerin sadece kullanılmak üzere oluşturulmuş araçlar olduğunu ve sözlükte örneğin "canlı" gibi bir kelimenin bulunmasının tek başına onun gerçek dünyada kesin bir şeye denk gelmesini gerektirmediğini anlayamadığımız için acılar çekiyoruz. İlk eşleyicilere canlı desek de demesek de, onlar yaşamın atalarıydılar; onlar bizim kurucu atalarımızdı.
Vahşi hayvanların neredeyse hiçbiri yaşlılıktan ölmez: Açlık, hastalık ya da avcı hayvanlar onları yaşlanmadan yakalar. Yakın geçmişe kadar bu durum insanlar için de geçerliydi. (1900'den önce dünyada ortalama insan ömrü 30 yıldı.)