İki sipahi, iki yeniçeri seçip göndermelerini istedi, onlara yaptıklarının din ve devletin namusunu bozduğunu söyleyip öğütlerde bulundu. Asker isteklerinde ısrar edip, yoksa isyan bitmez, diye tehdit ettiler. O sırada Hâfız Ahmed abdest almış bekliyordu.
Darussaâde’den çıkıp pâdişahın yanına geldi:
“Pâdişahım bin Hâfız yoluna fedâ … beni şehîd etsinler” deyip, duâsını okuyup zorbalara teslim oldu.
Pâdişah elindeki mendili yüzüne kapayıp gözyaşlarını tutamadı. Orada hazır olan Enderun ağaları ve Dîvân üyeleri gözyaşlarına boğuldu. Meydana yürüyen Hâfız Ahmed Paşa üzerine gelen bir sipahiye yumruk attı, sipahi yıkıldı, kalktı, hançeriyle, “Başından vurup kulağına kadar” yaraladı. Ötekiler de, paşanın üzerine kılıç ve hançerle atıldılar, bir yeniçeri göğsü üzerine çıkıp bıçağıyla boğazını kesti, paşa şehîd oldu.