Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Genç Kız Kalbi

Mehmet Rauf

Genç Kız Kalbi Gönderileri

Genç Kız Kalbi kitaplarını, Genç Kız Kalbi sözleri ve alıntılarını, Genç Kız Kalbi yazarlarını, Genç Kız Kalbi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın naz ve cilveden, sevişmeden hatta insanlıktan iğreneceği geliyor..
Hassas, hülyalı, şiir sever her genç kız gibi ben de dünyada en büyük saadetin yalnız sevmek ve sevilmekte olduğuna inanırım. Bence hayatımda en büyük, en mukaddes şey ancak aşktır; fakat hoppalık edip deli gibi rastgele bir adamı sevip de, iki gün sonra ya aldandığını anlayıp yahut bıkıp dönme dolap oynar gibi sefil ve murdar düşüncelerde sürünmek izzetinefsimin tahammül edemeyeceği bir zillettir. Evet ben de sevmek ve sevilmek isterim, fakat isterim ki seveceğim adam aşkıma ve bana layık olsun ve daha isterim ki o sevdiğim adama hayatımı eseflenmeden, pişman olmadan ölünceye kadar, geri almamak üzere vereyim.
İşte bir aydır bu halkın içinde, bu şehrin her tarafını gezmek şartıyla söylüyorum: İstanbul'da hayat yok... Diyebilirim ki oradaki halkı yaşamıyor; gaflet ve meskenet içinde uyuşmuş yalnız ot gibi bitiyor... İşin gülünç ciheti eğer İstanbul halkı hayattan ve eğlenceden mahrum olduğunu bilse, şikayet etse insan tahammül eder; halbuki orada herkeste yaşıyoruz ve eğleniyoruz fikri mevcut ki beni ağlatacak kadar güldüren de budur!
Reklam
Hakikat şu ki hayatı da kendi gibi uygunsuz ve zerafetsiz, harap, mahmur ve hareketsiz.. İstanbul, hayatı ve yaşayış tarzı ile büyük bir milletin payitahtı olacak bir şehir olmaktan o kadar uzak, o kadar, o kadar ki..
İşte İstanbul'un her haline, her şeyine karşı bu aynı yıkıcı tesiri duydum; yani her şeyde hayal kıran bir biçimsizlik, bir küçüklük var. Muntazam, parlak, geniş bir yer göreceğim diye beklerken boğucu, sönük, miskin bir şey karşısında bulunmak hüsranı, harap etti beni.
Zannediyordum ki orada nefes almak, mesut olmak demektir..
Bana göre saadet, zevk, yani gıpta edilecek hayat, ancak İstanbul'da bulunabilir; zarafet, güzellik, şıklık ancak orada çiçeklenip gelişebilirdi. Fikrimce, yaşanılacak, mesut olunacak şehir ancak İstanbul olmak lazım geliyordu.
Reklam
Pervin'in Hatıra Defteri
Bugün bir aydır İstanbul'dayım. Gençliğimin en nurlu senelerini geçirdiğim o muazzez İzmir'de, o genç kızlığımın geliştiği, gençliğin sonsuz emelleri ile çiçeklendiği o latif ve güzel şehirde bir gün gelip hayatına karışacağım diye saadetten çıldırdığım ve İstanbul hakkında kurduğum hayaller, emeller bu bir ay içinde ne zalim bir sükut ile mahvoldu. Daha geleli ancak bir ay olduğu halde ne tedavisiz bir emel kırıklığı ile sakat ve harabım...
Oh, Yarabbim, dün ile bugün... Hayat o hayat, manzara o manzara, güneş yine eski güneş, sema yine dünkü sema... Fakat her taraf bugün nasıl nur ve berrak, her taraf nasıl renk ve rayiha, her taraf nasıl gülüyor... Her şey, her taraf nasıl neşeli... Çünkü ah Yarabbim, çünkü dün, yalnız seviyordum... Bugün biliyorum ki seviliyorum...
Bugünkü yaşayışımız bir insan yaşayışı mıdır? Buna hakiki manasıyla bir hayat demek doğru mudur? Böyle zevk namına yalnız hayvaniyet taalluk edenlerle kanaat etmek için bir insan ne kadar iptidai olmalıdır? Yalnız ye, iç, uyu... Ne bir sanat endişesi, ne bedii bir heyecan... Ne bir terakki ve inkişaf emeli... Yalnız horultulu bir uyku... Hem siz şurasını iyice aklınıza koyunuz ki medeniyet, yıkmak değil yapmaktır ve insaniyeti tenvir edecek bir mühim keşifte bulunan bir millet yüz büyük muharebe kazanmış millete bin kere tercih ederim.
...ne istediğim vakit sokağa çıkabilirim, ne istediğim şeyi yapabilirim, ne istediğim yere gidebilirim. Çünkü kadınım! Yani iradesiz, arzusuz, kudretsiz bir âciz, bir esir... Hayat, yalnız onlara müsait, yalnız onlara lütfetmiş. Biz her şeyde mağlup, her hâlde makhur ve mazur...
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.