İşte İstanbul'un her haline, her şeyine karşı bu aynı yıkıcı tesiri duydum; yani her şeyde hayal kıran bir biçimsizlik, bir küçüklük var. Muntazam, parlak, geniş bir yer göreceğim diye beklerken boğucu, sönük, miskin bir şey karşısında bulunmak hüsranı, harap etti beni.