Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bütün Eserleri 9

Gençliğe Yazılar

Hikmet Kıvılcımlı

Gençliğe Yazılar Sözleri ve Alıntıları

Gençliğe Yazılar sözleri ve alıntılarını, Gençliğe Yazılar kitap alıntılarını, Gençliğe Yazılar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Soru: Sosyalist hareket olarak kime güveneceğiz? Cevap: Sözlere değil, davranışlara bakacaksınız. Hareketi yığınlara kim götürebiliyorsa sosyalist odur, kürsü vaizleri değil. Herkes günlük pratikte temsil ettiği olaylarla ölçülür. CIA'nin parayla tuttuğu satılık sosyalistler ne kadar kamuflaj yapsalar çabuk sırıtır. Ölçü davranıştır çünkü.
+1
Kanaatimce halkımız dine taassup ölçüsünde bağlı değil. Din onun için bir alışkanlık, siz ne dersiniz? Hikmet Kıvılcımlı Cevap: Size tamamen iştirak ediyorum. Çünkü İslâm dini çöküş dini değildir. Hristiyanlık çöküş dinidir. İslâmlık, gelişme eyleminin dinidir. Halkımız bu geleneği sezebildiği ölçüde, bazı aydınlarımızın zannettiğinin tam tersine, ilerleme ihtiyacıyla dine bağlanmıştır. Toprak reformu vs. ilerici davranışlar var İslâmiyet' te. Kur'an, "Mülk Allah'ındır" der. Ancak Bedir cenginde dövüşenlerin pay almayınca sevkinin düşeceği göz önüne alınarak, ganimetin altıda birinin onlara ait olacağı bildirildi. Gerçi bir yerde din ıstıraba karşı bir afyondur, teskin edicidir. Marks'ın söylediği de budur. Ama özellikle İslâmiyet, devrimci bir geleneğin halkasıdır. Sahip ve kendini koruyacak prensip arıyor halkımız. Biz köylünün dilini anlayamıyoruz.
Reklam
Gericiliğin anlamının bizde yalnız emparyalizm olduğunu unutmamak gerek. Emperyalizm ile aynı kaynaktan çıkmayan dinsel vesair görüşler ile antiemperyalist cephede omuz omuza çarpışmak mümkündür. Milli Mücadele'de Akifçi Hocalar örneğini unutmamak gerek. Bilimsel sosyalizmde, din, inanç alanına müdahale hakkı yoktur.
Tarihte "rönesans" çok tekerrür etmiş bir olaydır. Bilimsel Sosyalizmin tarih görüşünü, devrim hadisesi belirler. Sosyal devrimlerden önce de devrimler vardı. Bunlara tarihsel devrimler diyoruz. Tarihsel devrimde, tümü ile bir medeniyet yıkılıyordu. Avrupa'da böyle olmadı, kapitalizme geçildi. Bu nasıl oldu? Elbette ekonomik münasebetlerle ilgili bir olay bu. Ancak Marks ve Engels, modern toplumu incelemişlerdi. Kapitalizm baş döndürücü bir teknik değişiklikler çağıdır. Kimi "Marksistler" buna bakarak, tarihi güden tek önemli güç tekniktir sandılar. Bu yanlıştır.
Gençlerimiz, gerçeği her arayışlarında, insan biliminde en büyük devrimi yapmış düşünürün bu iki öğüdünü hiç unutmamalı, boyuna kendi kendilerine sormalıdırlar: Acaba doğrudan korkuyor muyum? Acaba gerçeği kuşkulu biçime sokuyor muyum? Korkuyorsam doğrudan, boşuna bilim çalımları takınmayalım. Doğruyu hiçbir zaman bulamamaya mahkumum. Gerçeği kuşkulu gözlerle izliyorsam; hiçbir kesin davranışa yol açmayacak ikircilik ve tereddüt batağında boğulmaya, hiçbir keşif ve icad ışığı tutamamaya mahkumum. Savaş meydanından çok, bilim ve bilinç alanında korkusuzluk ve kuşkusuzluk zaferin ilk şartıdır.
Sermayenin Konsantrasyonu ve Santralizasyonu (Tekelcilik): Bu dönemde rekabet, yerini tekelciliğe bırakmıştır. Bir üretim dalında beş ila altı isletmenin kaldığını görüyoruz. Buna Monopolcu Kapitalizm de diyoruz. Bu, rekabetin zaruri sonucudur.
Reklam
Ekonomik bakımdan: Bu bakımdan da, a) Batı "izafi artan değer" safhasına geçtiği halde, bizde kapitalizm halen "mutlak artık değer" safhasındadır. Batı'nın izafi (göreli) artan değer safhasına geçişi, orada işçi sınıfının mücadelesinin sonucudur. Batı'da işçi sınıfı ilerlemenin motoru oldu, bizde ise, "işçi sınıfı yok" dendi. Bizde batılılaşma türküsü tutturuldu. Batılılaşmanın anla￾mı, "utangaç kapitalizm, ödlek kapitalizm". Çünkü Batı demek, kapitalizm demektir. Buradaki korkaklığın sebebi, işçi sınıfıdır. İşçi sınıfının inkâr edilmesi memlekete büyük ihanet olmuştur. Görüldüğü gibi, işçi sınıfı, kapitalizmin gelişimi için dahi önemli bir güçtür. Bu güç inkar edilirse kapitalizm dahi gelişemez. b) Batı'dan ayrılığımızın ikinci ekonomik örneği Etatizm (Devletçiliğimiz)dir. Devlet gökten inmiş gibi bir edebiyata girişildi. Bu edebiyatı yapanların şimdi Ankara'da sosyalist geçindiklerini de işitiyoruz. Bu bir ütopizm, giderek bir faşizmdir. Böylece ilerleme önlenmiş, sınıf bilinci körletilmiştir.
+1
Marks'ın belirttiği Türkiye'deki değişiklik, antika sermayenin yerine modern Batı sermayesinin imparatorluğu köstebek gibi eşip kazımaya girişmesiydi. "Şark Meselesi" bu idi. İrili ufaklı kaç kapitalist devlet varsa, en az o kadar köstebek Türkiye'de yuvasını yapmak istiyordu. Çünkü kapitalizm, Avrupa'da kendi ücretli kölelerini her gün biraz daha idare edemez duruma girmiş, klasik büyük sanayi krizleri ile her 5-10 yılda bir sıtma nöbetleri geçiriyordu. Krizlerle ölmemek, işçi sınıfının ihtilalleriyle devrilmemek için, kendi iç ufunetini dışarılara aktarmak zorundaydı. Bunun tek açıkta kalmış yolu ise, Türkiye gibi eski zengin ülkeleri haraca bağlayıp talan ederek sömürgeleştirmek, yani savunmasız pazar, ucuz hammadde kaynağı olarak sömürmekti.
İnsan gücü, çabası para gücünün üstündedir. Vietnam bunun en belirli örneğidir. Bilinçli olmak, dövüşmeyi bilmek önemli güçlerdir. Bu konunun hallinde dün demokratik devrimi yapmış olan 27 Mayısçı güçlerden, gençlerden çok şey bekliyoruz.
Kapitalizmin çağımızda gösterdiği bir karakter olarak da, yine kapitalizmin yetiştirdiği kendi mezar kazıcıları isçi sınıfını görüyoruz. Kapitalistlerin birbirine girmesi, ezilen halkın baş kaldırmasına imkan veriyor. Halkın hareketine de işçi sınıfı öncülük ediyor.
89 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.