Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

General Trikupis & Hatıralarım

Nikolaos Trikupis

General Trikupis & Hatıralarım Gönderileri

General Trikupis & Hatıralarım kitaplarını, General Trikupis & Hatıralarım sözleri ve alıntılarını, General Trikupis & Hatıralarım yazarlarını, General Trikupis & Hatıralarım yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Generale Afyon içiriyorlar
“Mart ayında, çoktanberi et yememiş olduğumuz için, o zamanki Kurmayımla beraber et yemek ihtiyacını duyduk ve ertesi günü yemekte kaynamış otumuz vardı ve biz bunların yabani hindiba olduğunu sanıyorduk. Yemekten sonra yazıhanemde her zamanki on dakikalık uykumu al­mak istedim, fakat bu defa bir saat uyumuşum ve güçlükle uyanabildim. Kurmayım odama geldiği zaman ona bu hadiseyi anlattım ve o da bana gerek kendisinin, gerek­se de diğer subayların da başından aynı ola­yın geçtiğini anlattı. Başlangıçta bu hadiseyi nasıl izah edece­ğimizi bilmiyorduk, fakat sonra sebebini anladık. Bizim hindiba sandığımız ot, Afyonkarahisar' a ismini ve­ren bu bölgede çok miktarda ekilen ve lezzet bakımından hindibaya benziyen Afyon imiş. Üzeri çizilince, çizilen yer­lerden afyonu ihtiva eden bir sıvı akar. Bir gün, Afyon Türk belediye başkanı beni ziyaret etti; kendisine başımızdan gelenleri anlattım. o da bana, bu otu yi­yenin iyi uyuduğu cevabını verdi.
İsmet Paşa'nın İnönü Soyadını Alması
"Türk Avgin köyünün adı Yunanca olup Avşin (boyun) kelimesinden gelmektedir. Türkler Avgin savaşında, Avgin köyünün 16 km. Kuzey-Batısında bulunan ve demiryolu istasyonuna sahip İnönü köyünden dolayı bu savaşa İnönü savaşı derler; buna Küçük Asya savaşlarının en kanlısı nazariyle bakarlar ve Türkiye cumhurbaşkanı Mustafa Kemal tarafından Türklerin soyadı almaları emredilince, bilahare birçok seneler Türkiye cumhurbaşkanı olan General İsmet, İnönü soyadını aldı ve şimdi adı İsmet İnönü'dür."
Reklam
Eğer bu çetin şartlar altında, geri kalan orduların büyük birlikler komutanları sonuna kadar savaşarak esir düşerlerse, kabahatli mi olurlar? Bunların kabahat ve günahları nedir? Bunun tek cevabı vardır ve onu da Büyük Napoleon vermiştir: - Waterloo, birçok zaferlerin hatırasını silecektir son hareket birincisini unutturur. Bundan çok önce de Aristotelis şöyle demiştir: - Fıçı dolusu akıla, bir damla talihi tercih ederim.
Sayfa 107Kitabı okudu
türklerin başkomutanlık meydan muharebesine yunanlıların verdiği isim.
Bu savaşa katılan askerler, ordumuzun uğradığı büyük kayıpları ifade için Ali Viran savaşına Ölüm Çukuru adını vermişlerdi
trikupisin gözünden türklerin milli mücadelesi hakkındadır.
Küçük Asya'daki Türk hükümetinin bir tek gayesi vardı: her ne suretle olursa olsun, cephedeki ordunun takviyesi. Mustafa Kemal mutlak bir diktatörlük tatbik ettiğinden her türlü muhalefeti, cesaretsizlik ve korkaklığı şiddetle takip memleketteki vatanseverliği takviye ediyordu. Personelin tasarruf edilmesi için dairelerin sayısı azaltılmış, dahili hizmetler kısılmış ve bu iş genel kurmay ile Milli Savunma Bakanlığına bile tatbik edilmişti. Küçük Asya'nın para, yiyecek ve malzeme olarak nesi varsa hepsi cephedeki orduya tahsis ediliyordu. Avans ile çifte maaşı ancak cephede canlarını tehlikeye atan subaylar alıyordu. Buna mukabil, cephe gerisinde bulunanlar, yaralı dahi olsalar bir şey alamıyorlardı. Hatta, cephe gerisindeki subaylar, cephede kendi rütbelerini taşıyanların aldığı maaşın yarısını almakta idi.
trikupis bilmeden afyon kullanıyor. (=
Mart ayında, çoktan beri et yememiş olduğumuz için, o zamanki Kurmayım olan Albay St. Gonatas ile beraber et yemek ihtiyacını duyduk ve Gonatas bunları temin etme görevini üzerine aldı. Ertesi günü yemekte kaynamış otumuz vardı ve biz bunların yabani hindiba olduğunu sanıyorduk. Yemekten sonra yazıhanemde kaldım ve her zamanki on dakikalık uykumu almak istedim, fakat bu defa bir saat uyumuşum ve güçlükle uyanabildim. Kurmayım Albay Gonatas odama geldiği zaman ona bu hadiseyi anlattım ve o da bana, gerek kendisinin, gerekse Kurmaylığa mensup diğer subayların da başından ayni olayın geçtiğini anlattı. Başlangıçta bu hadiseyi nasıl izah edeceğimizi bilmiyorduk, fakat sonra sebebini anladık. Bizim hindiba sandığımız ot, Afyonkarahisar'a ismini veren, bu bölgede çok miktarda ekilen ve fidanı gerek görünüş ve gerekse lezzet bakımından hindibaya benziyen Afyon imiş. Bu nebatın meyvesi nara benzer ve üzeri çizilince, çizilen yerlerden afyonu ihtiva eden bir sıvı akar. Bu meyvanın içinde, yağı çıkarılan çekirdekler de vardır, fakat bu yağın afyon hassası olmayıp, onu biz de başka yağın yokluğundan dolayı kullanıyorduk.
Reklam
I. inönü savaşında
Türkler çok defa cephaneleri olmadığı için el bombası ve süngüye başvuruyordu.
(birinci balkan savaşı sırasında)
20 ekimde vuku bulan Yenice savaşında III. Tümen 6ncı ve 10uncu taburlariyle muharebe ediyordu, 12nci taburu ihtiyatta kalmıştı. Sabahın saat onunda, savaşan iki taburun (6 ve 10uncu taburlar) yanında muharebeyi takip ettiğim sırada, Tümen Komutanının yaveri İlarhos V. Kapsambelis, Tümen Komutanı adına yanıma gelerek bana bir emir getirdi. Bu emre göre, Komutanın yanına, yardıma gidecektim. 400 metre kadar geri çekilince İlarhos Kapsambelis, bir sigara yakmak üzere durmamızı rica etti. Durduk! Tam sigarasını yakarken şakağından bir kurşun yedi ve cansız yere düştü.
Aristo der ki; "Fıçı dolusu akıla bir damla talihi tercih ederim."
Sayfa 107Kitabı okudu
Uşak dışında esir olup o zamanki Türk ordusu kumandanı İsmet Paşa'nın (bilahare Türkiye Cumhurbaşkanı olmuştur) dairesine götürüldüm; o da beni Mustafa Kemal'e götürdü.
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Bu Ali Viran savaşina Türkler .Başkumandanlık savaşı derler, çünkü bizzat Mustafa Kemal Paşa tarafından idare edilmişti.
İşte büyük lider
Mustafa Kemal'İn odasina girdiğim zaman o, ayağa kalkarak dostane bir şekilde beni karşıladı ve Fransızca hitap ederek şunları söyledi : - Unutmayın ki, Koca Napoleon da esir olmuştu. - Siz vazifenizi tam olarak ve sonuna kadar yaptınız, biz de sizi takdir ve size hürmet ediyoruz. - Siz burada esir değil, misafirsiniz. Sonra bana sordu : - Küçük Asya Ordulari Komutanlığına tayin edildiğinizi biliyor musunuz? Ben cevap verdim Hayır!
Talih mi, bicimik alayım:)
Aristotelis şöyle demiştir . • Fıçı dolusu akıla, bir damla talihi tercih ederim.
"Anadolu ordusu, taarruz hazırlıklarına 25 Ağustos 1922 de başladı ve imkanları bir hayli tükenmiş olan düşmandan mutlak surette üstündü.
107 syf.
7/10 puan verdi
·
26 saatte okudu
Trikupis 'in vefası
General Trikupis, Osmanlı -Yunan savaşı, Balkan savaşları, Türk Kurtuluş Savaşlarina katılmış deneyimli bir subay. Bizce bilinen özelliği Büyük taarruzda, 2 Eylül 'de beraberindekilerle birlikte esir düşmesidir. Trikupis esir düştükten sonra M. Kemal tarafından esir gibi değil, misafir gibi agirlanmistir. Hiçbir kötü muameleye uğramadığı gibi hayatını da M. Kemal'e borçludur. Şöyle ki, bozgun sonrası ülkelerine dönen Yunan subaylar alelacele yargılamalar sonucu kurşuna dizildiler. Bunun olacağını öngören M. Kemal, esirleri tam bir yıl iade etmedi. Yunanistan 'daki siyasi ortam durulunca ifadelerini onayladı. İade sonrası Trikupis yargılanmaya gerek bile görülmeden görevine devam etti. Askerlik sonrası ise valilik görevine atandı. Hayatını M. Kemal'e borçlu olan Trikupis, vefa örneği göstererek her 10 Kasım 'da Türkiye'ye geldi ve atamızı andı. General Trikupis anılarında Balkan savaşlarından itibaren askerlik görevinden anekdotlar aktarıyor. Basit bir anlatımı var. Satır aralarında ilginç bilgiler şaşırttı açıkçası beni. Örneğin, Kurtuluş Savaşı'nda Yunan ordusunun Türk ordusundan hem personel hem de silah olarak daha kısıtlı olduğunu söylüyor Trikupis. Yine Yunan orduları başkomutani olarak atandığını M. Kemal 'den öğreniyor. Halbuki o sırada esir düşmüş. Birkaç saatinizi alacak bir kitap. Çok mu iyi? Hayır.. Ama yine de Yunan bakış açısına dair bir ilk satır yakalabilirsiniz.
General Trikupis & Hatıralarım
General Trikupis & HatıralarımNikolaos Trikupis · Kitapçılık Ticaret Limited Şirketi Yayınları · 196713 okunma
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.