Okçu onu daha da sıkı tutmaya başlamıştı. Bir kolu sıkıca kaburgalarının hizasından geçiyor, diğeri belinin hemen altından, neredeyse kalçasının üstünden tutuyordu, parmakları Evangeline'e onu zapt etmekten çok ona dokunmak istiyormuş gibi geliyordu; sanki adam o köprünün üstünde, karanlıkta, bir tek ikisi, yağmur ve hızlıca çarpan kalpleri varken sadece ona sarılmak istiyordu.