Her ne kadar insan ailesini, doğduğu ortamı, içinde büyüdüğü kültürü ve koşulları seçme özgürlüğüne sahip değilse de neyi kabul neyi ret edeceğini, nasıl düşüneceğini, ne hissedeceğini ve ne yapacağını seçebilir.
Kendini değil de kendilik imajını gerçekleştiren kişiler fiziksel görüntü, not, diploma, statü, para gibi yüzeysel özelliklere odaklanırlar ve bunlara ulaşsalar bile bir türlü mutlu olamazlar, çünkü her zaman daha mükemmeli vardır.
Ne kadar çok içebildiği, uykusuzluğa dayanabildiği veya çok zor şartlar altında çok uzun saatler çalışabildiği için gurur duyanlar aslında bedensel ihtiyaçlarına duyarsızlaşmış kişilerdir.
Varoluşçu bakış açısına göre, yaşamın önceden belirlenmiş bir anlamı yoktur. Yaşamına anlam verecek olan insanın kendisidir. Başka bir deyişle, varlığını sürdürebilmek ve ne yönde büyüyüp gelişeceğine karar vermek her bireyin kendi sorumluluğudur.
İnsan yaşamının anlamını belirleme sorumluluğunun yanı sıra yaşadıkları nedeniyle hissettiklerinden, yaşadıklarına yüklediği anlamdan ve bunlarla nasıl başa çıktığından da sorumludur.