Gezerek Gördüklerim Atay'ın bir gazeteci olarak yurtiçi ve yurtdışı gezilerinde gördüklerinden oluşuyor.
İçim kan ağlayarak okuduğum Zeytindağı benim için Atay'la tanışma kıtabıydı.
Zeytindağı gibi Atay'ın bu ikinci kitabını da severek ve yine bir solukta okudum.
1930'lu yılların anıları neden kırk yıl sonra basıldı bunu bilmiyorum ama okuyucu için o yılların anlarını, Atay'ın anlatımıyla bu gün okumak bir ayrıcalık diye düşünüyorum.
Atay'ın Hindistan (Delhi, Lahor, Taç-Mahal) Amerika, Brezilya, Arnavutluk, Makedonya gezileri ve yurtiçi gezi ve anlatımı da ayrıca güzeldi.
1930'lar Türkiye'si ve dünyasını anlamak açısından da Atay'ın bu kitabı dikkate değer bir eser olmuş.
Atay'ın da bu gün saray çevresinde kümelenmiş, devletten geçinen, sarayın sözcüsü, yandaş, yalaka, tetikçi, kendi meslektaşlarına bile tepeden bakan, "evet efendim"ci gazetecilerden olduğu hep yazılır söylenirdi ama bu kitapta bu durum gün gibi ortaya çıkıyor.
Zira, gezilerin hem çok masraflı hem de çok zor olduğu yaklaşık yüz yıl önce dünyanın en güzel yerlerini bu kadar lüks içinde gezmek, görmek neden başka gazetecilere değil de hep Atay'a düşsün ki!..
Okuyarak kalın.