"Bazı durumlar vardır, hiç de zalim olmayan bir kişioğlu öbür insanlardan öylesine ayrılmış kopmuştur ki insan soyunun yok edilişini tek kılı bile oynamadan seyreder."
''Hem ne demek gerçek.? Kimisi kara görür, kimisi ak; çoğunluk da elinin körünü görür. Mikelanj'dan dada az doğal kimse yoktur, ama ondan güçlüsü de yoktur.! Dış gerçek kaygısı, çağdaş bayağılığın belirtisidir; bu gidişle, sanat, dinin altındaki şiir, çıkarın altındaki politika gibi saçma sapan bir şey olacaktır. (..) ..düşünce olmadan yücelik de olmaz.! Yücelik olmadan güzellik de olmaz.! Olimpos bir dağdır, eninde sonunda. Ama en yüce anıt olarak ehramlar kalacaktır her zaman. Taşkınlık beğeniden önde gelir; çöl kaldırımdan iyidir; bir yaban adamı, bir berberden yeğdir.''
"Yalnız aşkla dolu, en büyük yalnızlıkları dindirecek kadar zengin, sevinçlerle dolup taşan, dertlere meydan okuyan, saatlerin, sürekli bir iç döküşle yitip gideceği, yıldızların kapışması gibi yüce ve parıltılı bir hayat hayal ediyorlardı."
''..Çünkü bir kadının hoşuna gitmek için bir soytarı kaygısızlığı ya da bir trajedi aşırılığı içinde olmak gerekiyor. Sadece kendilerini sevdiğimizi söylesek üstümüze gülüyorlar. Bence kadınların hoşlandıkları bu tür abartmalar aşkın kutsallığını yok ediyor. Hele insan özellikle zeki kadınlar karşısında.. içini nasıl dökeceğini.. bilmediğinden..''