Kavramları Türkçe söyleyen Can, Almanca ifade edemeyince, açıklayarak anlatmaya başladı.
“Sonbahar yağmuruyla insan kasavetlenir. Güneşin doğuşunda, sabahın sessiz dinginliğinde ufukta beliren renk cümbüşünde efkârlanmak ve efkârla coşmak bizde doğaldır. Çocuğunun geleceğiyle ilgili herkes tasalanır. Kendi çocukluk günlerine dönük nostaljik bir anda efkârlanmak müthiş bir duygudur. Bunun gibi birbirinden tamamen farklı olan duygu değerlerinin hepsi Alman’a göre sadece ‘üzüntü’tür.”
Durdu Can. İçinden “gönlüme güman düştü”yü nasıl söyleyeceğini düşündü. Alman dilinde ne “gönül” ne de “güman”ın tam karşılığı vardı. Söylemekten vazgeçip devam etti.