Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hikâyeler (1974-1994)

Gözün Kahverengi Suyu

Memet Baydur

Gözün Kahverengi Suyu Sözleri ve Alıntıları

Gözün Kahverengi Suyu sözleri ve alıntılarını, Gözün Kahverengi Suyu kitap alıntılarını, Gözün Kahverengi Suyu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Biliyor musun, yaşamakla yazmak arasındaki tek belirgin fark nedir? Yaşadığını yırtıp atamıyorsun.”
Sayfa 17
Okuduğum bir kitaba göre suskunluk, ölüm gibi bir şeydi. *
Sayfa 93 - * Stekel / Sprache des Traumes
Reklam
Rutin
Derler ya. Hiçbir şeyim yoktu. Uykum bile. ‘Uyuyamıyorum,’ diye fısıldadım. Sessizlik. Sabaha kadar kımıldamadan yattım.
Sayfa 23
“Yorulmuşluğun peygamberleri ölüm acısıyla bile bozmazlar istiflerini. Soğukkanlılar bağırmaz. Çocuklar bağırır oysa ve yeryüzü tarihinin loşluğunda öter bu ölüm çığlığı. Çın çın.”
Sayfa 105
[Otel]
Taşa geçiyordu, geçiyordu ama kendime geçmiyordu işte sözüm. İşte böyle karaborsa/ ciğerim. Gözüm.
Sayfa 195 - Yapı Kredi Yayınları
Derya ile Feridun
Yorulmuşluğun elişi, yürekler acısı peygamberleri, ölümlerin nice ölümlerin acısıyla yürürlükten kalktılar. Böyle bozduk istifimizi. Hem mecburen, hem gönüllü.
Sayfa 80 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
[koşu]
Sözcükleri ciddiye almayı öğrenmemiş bir ulus. Saniyeleri omuz silkerek yaşamışlar. Bana ne toplumu. Bana ne... Bana ne...
Sayfa 191 - Yapı Kredi Yayınları
Amcamı arıyorum
Herkesin işi var, gücü var, belli belirsiz, işlerine geldiği gibi anımsadıkları bir geçmişleri, önemseyip ulaşmaya çabaladıkları bir gelecekleri var. Kimse kimseyi suçlamıyor. Hepsi ast-üst ilişkileriyle meşgul. Sen bir bakışı, bir sözcüğü, bir sessizliği, bir bulutu unutamazken, bir saniyeyi bir yüzyıl, bir cümleyi bir hayatın özeti yerine koyarken, herkes, buradaki herkes daha "dünyevî" işlerle meşgul. Kim çırpıyor kanatlarını? Neden? Kimden ötürü? Al işte bütün tabancalar, bütün uçurumlar, bütün okyanuslar, bütün çarmıhlar. Ne hal edeceksen et, burkulmasın yüreğin.
Sayfa 253 - Yapı Kredi Yayınları
Kar yağmadığı zamanlarda bile...
"Baktım. Ağlıyordu. Diliyle gözyaşlarını yalıyordu. Çocukken düşen kar tanelerini yakalardık aynı yöntemle. Büyüyünce de sürdürdük bu eylemi. Dilimizle. Kar yağmadığı zamanlar bile."
Mona Lisa -bir hikâye-
Herkes toplumbilimci, herkes dilbilimci, herkes yazardı. Herkes her şeyi biliyordu, yine de ha babam birbirlerinin gözünü oyuyorlardı. Öyle değil böyle, böyle değil şöyle!
Sayfa 114 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Coğrafya Ayfarlak
Denizlerden uzak bir yerde, yüzyıllardır gömme töreni görmemiş bir mezarlıktayım. Yok deyin, çıkmış deyin, ne zaman geleceğini bilmiyoruz deyin, yok sayın beni! Gece! Memleketim gece! Nedir bu? Sürekli aynı ölümü yaşamak zorunda mıyız?
Sayfa 140 - Yapı Kredi Yayınları
Amcamı arıyorum
Neden geç kaldık? Her şey neden yıllarca sonra oturdu yerli yerine? Tökezleme. Korkun büyür sonra.
Sayfa 230 - Yapı Kredi Yayınları
Hüzün değil (2)
Korkmamız gerekiyor, seviniyor gibi yapıyoruz, oysa şöyle bir an gerçek bir yalnızlığa katlanıp burkulmadan bakarsan bize, göreceksin ne kadar vahşi, acımasız, donuk, tekil leoparlar olduğumuzu. Su içmeye inmişiz yeryüzünün kıyısına. Dolunay gece, sırtımızda bir ormanın yosunlu karanlığı. Akarsu gümüşsü geçip gidiyor ve o kadar korkunç, o kadar etobur, o kadar beyaz dişli güzellikleri ve o en yalın tek anlamlı çirkinliği öyle sindirmişiz üstümüze, korkudan su içemiyoruz. Bizden korkanlara benziyoruz yani bizden korkuyoruz, eh işte leopar olmanın binbir fiyatından biri de bu. Belli olmasın kanımızın donduğu diye, yalnızlığımızla hora tepiyormuşuz söylentilerini beliyoruz. Herkes bir şey besler, biz söylenti besliyoruz. Kendi kendimize kahramanız. Büyülü şerbetler içiyoruz ev çadırlarımızda. Korkak, porselen, çıtkırıldım, uykusuz -duyarlı- gözleri bitik leoparlar. Korkumuzu sevecenlik sanıyorlar. Su içiyoruz o zaman. Yeniden başlıyor taş.
Sayfa 264 - Yapı Kredi Yayınları
129 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.