Eşi Necip Hablemitoğlu’nun hain bir suikaste kurban edilmesinin ardından yaşadığı derin yas sürecini anlatıyor. Herhangi bir tanışını yahut yakınını toprağa veren birinin okurken kendinden bir şeyler bulabileceği bir eser. Eğer geçmişte bir kayıp yaşamışsanız Şengül hanımın kalemi kimi yerlerde yüreğinizi teskin ederken sevdiği birinin öldürülmüş olması gerçeğiyle mücadele etmeye çalışan birini anlamaya çalışırken bulabilirsiniz kendinizi. Sanıyorum en acı olan ölümlerden biri de budur. Hayat devam etmeye, günler yıllar akmaya, acı ise hiç bitmeyecekmiş gibi yürekte tazecik dururken kimse bu denli güçlü duramazdı.
Gri KitapŞengül Hablemitoğlu · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201623 okunma
O kadar başarılı bir duygu aktarımı var ki okurken acısını oradaymış gibi yaşadım, keşke bunlar hiç olmasaydı diye düşündüm ve yaşanan nankörlüğe daha da çok kızdım. Bana göre bu millete yapılan ihanetin en güçlü ve en zeki savaşcısıdır Necip Habletmitoğlu bu sebepten herkes mutlaka bu konuyu okumalı, anlamalı ve anlatmalıdır.
Gri KitapŞengül Hablemitoğlu · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201623 okunma
Bir ölümün ardındaki yasın, yaşanan acının ilmek ilmek bize geçtiği bir kitap.
Okurken bazı yerlerde gözlerinizin dolduğunu bazı yerlerde de kişinin vefat eden bir kişiye duyduğu aşkı ve özlemi en iyi şekilde hissedeceğiniz bir kitap. Baktığınızda haklı eleştirel yerlerin çok olduğu ve bu konuyu bize o kadar güzel aktardığı görülüyor ki. Aşırı akıcı, aşırı güzel bir dil.
Kitabın sonunda hocamız, vefat eden eşine sana bu kitap sayesinde veda edebileceğim diyor ve ekliyor;
“Güle güle canım, yaşam yoldaşım, parlak yıldızım, insanım. Elini tekrar tutmak için geleceğim. Işıklar içinde, huzurla, mutlulukla bekle beni. ”
Nasıl güzel veda cümlesi bu hocam.
Bu kitabı yazdığınız, bize ulaştırdığınız, ufkumuzu açtığınız için kendi adıma çokça teşekkürü, borç bilirim.
Yaşamı, genel geçer yargılarla ve yüzeysel algılayanlar için her konuda konuşmak, yorum yapmak çok kolay. Kadınsan başka seçeneğin yok, üstelik benim aklım yok ya, akıl veren de çok.
Uzaktan bakınca iyi görünüyoruz. Nasıl olsa içeriye kimseyi davet ettiğimiz yok. İyileşmiş görünmenin dayanılmaz ağırlığıyla yaşamak, arada bir temizleseniz de hep yeniden canınızı yakmaya başlayan bir yarayla dolaşmak demektir. Tek fark kan kaybınızın olmamasıdır.