Aslına bakarsanız çoğumuz, hâlâ başka bir ulusun kolonisi olmaya devam eden ve bizi görmeye bile gelemeyen yabancı bir kral tarafından yönetilen ülkemizin halkı olarak katlanmak zorunda olduğumuz hayat koşullarından dolayı zayıf düşüyoruz.
#griyosunyanıyor #thorvilhjalmsson
Kitap o kadar güzel o kadar güzel ki, yazardan mı giriş yapsam yoksa
Gri Yosun Yanıyor’da, adalet, hukuk, suç, masumiyet ve aşk gibi evrensel kavramlar, bir İzlanda köyünde yaşananların izinde tartışılıyor. Sulh hâkimi Asmundur ilk davasına bakmak için gittiği terk edilmiş köyde geçirdiği süre boyunca, akli dengesini zorlayacak kadar çetin bir sınava tabi tutulur.
İzlanda Edebiyatı’nın en önemli yazarlarından olan Thor Vilhjalmsson, okurları bir yandan İskandinav mitolojisine ait kahramanlarla tanıştırırken, bir yandan da adaletin nasıl sağlanabileceğine dair sorgulamaya davet ediyor.
"Hakikaten buralarda sanki soyumuz kraliyet ailesine dayanıyormuş gibi dedikodumuz yapılıyor. Yakında bu yörede destanlardaki kahramanlardan bile daha ünlü olacağız."
Izlanda edebiyatının ödüllü kitaplarından Gri Yosun Yanıyor, benim de okuduğum ilk kitap sanırım.
İsimleri akılda tutmak oldukça zor. Doğa betimlemelerini ve mitolojiyle harmanlanmış metni sevdim. Ancak karmaşık bir yanı da vardı. Olayları bağlamakta zorlandım. Hakim olarak ilk görevi aslinda Asmundur'u bayağı zorladı. Karşı cins iki kardeş arasında geçen ilişki ve kardeşlerin bunun doğal aşk olduğunu düşünmesi, toplumun göz önünde böyle bir ilişkiden artık rahatsız olması, ilişkiden doğan çocuğun ölmesi, mahkeme süreci sorgular, itiraflar, ürkütücü cevaplar...
Konusu çok itici ve rahatsız edici olsa da aşk, suç, adalet, inanç gibi kavramlara farklı bir bakış açısıyla bakmak adına daha okunabilir geliyor bana.
Keyifli okumalar...
"...Yani karmaşık bir yapımız var ve bizi meydana getiren iki zıt kutbun arasında eriyip gitmemek için verdiğimiz mücadelenin acı vermediğini hiçbirimiz söyleyemeyiz. Ben de ruhumun çektiği acıyı hissediyorum, ama bu hayatı yaşamaya mecburuz; o yüzden onun adaletsizliğini bir ölçüde kabul etmek boynumuzun borcu. Bunu göz ardı etmek kişiye kalmış bir şey. Kendi vicdanımıza ve arzularımıza uygun olarak elimizden geldiğince iyi işler yapmaya çalışmak da öyle..."
Kardeşi olmayan bir adamın arkasını kollayacak kimsesinin olmayacağını fark etmişti; bu yüzden hep arkasını duvara dayıyor, kimseye sırtını vermiyordu.