Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Güç ve Refah

Ronald Findlay

Güç ve Refah Gönderileri

Güç ve Refah kitaplarını, Güç ve Refah sözleri ve alıntılarını, Güç ve Refah yazarlarını, Güç ve Refah yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
735 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
İkinci Bin Yılda Ticaret, Savaş ve Dünya Ekonomisi
Geçmişten bugüne ekonomik güce sahip olmanın beraberinde güç ve refahı da getirdiği ve küresel ölçekte böylece daha çok söz sahibi olmayı sağladığını ortaya koyuyor. Bununla beraber geçmiş uygarlıklardan bugünün ulus devletlerini zaman zaman incelemeye alması açısından oldukça konuya merakınızı arttırıyor. Son 1 milenyumdaki ticaret, savaş ve ekonomiyi merak ediyorsanız veya ilgi alanınızdaysa mutlaka okumalısınız. @Hqunes_
Güç ve Refah
Güç ve RefahRonald Findlay · Küre Yayınları · 20135 okunma
735 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitap dünya siyasetinin güç ve refah ile ne kadar ilişkili olduğunu göstermektedir. Eğer güçlüyseniz refahınız yükselir, refahınız yükseldikçe daha güçlü olmak istersiniz ve daha güçlendikçe refahınızı sağlayacak şeyler için ekonominiz yetesiz kalmaya başlar ve çökebilirsiniz. Kitap ile dünyadaki savaşların sebep ve sonuçlarını, büyüyen devletlerin nasıl büyüdüğünü daha iyi anlıyorsunuz. Ayrıca denizlerin ve ticaret yollarının geçmişteki önemi çok iyi anlaşılıyor. Eser uzun yıllar çalışıldıktan sonra ortaya çıkmış herkesin kütüphanesinde bulunması gerektiğine inandığım bir kaynak.
Güç ve Refah
Güç ve RefahRonald Findlay · Küre Yayınları · 20135 okunma
Reklam
Uluslararası pazarların temelini zayıflatan üçüncü büyük savaş sonrası eğilim, Avrupa’nın denizaşırı sömürgelerinin elden gitmesiydi. 1945'te gerek Britanya gerekse Fransa büyük emperyal güçler olarak devam edeceklerini düşünüyorlardı. Bilindiği üzere, Churchill 1942'de İngiliz imparatorluğunun dağılmasını yönetmek için başbakan
Sayfa 573Kitabı okudu
İlk bakışta dikkate şayan bir başarıymış gibi görünen bir diğer olay da, 1951'de Anglo-İran Petrol Şirketi'ni millileştiren ve komünist zaptına maruz kaldığı düşünülen, demokratik yolla seçilmiş Dr. Muhammed Musaddık'ın yönetimindeki İran hükümetini deviren 1953 darbesiydi. İran uleması onun laikliğine muhalif olduğundan dolayı, komünistler de onun “demokratik burjuva" eğilimlerinden ötürü Musaddık’a karşı yapılan darbeye ses çıkarmadılar. Sonunda Şah’ın gizli polisi iki tarafı da ağır baskı altına alınca rıza göstermelerinin bedelini ödediler ve Ayetullah Humeyni 1964'te sürgün edildi. Geriye dönülüp bakıldığında, İran'ın o zamana kadar sahip olduğu tek laik demokratik rejimin devrilmesi sadece İran için değil dünyanın geri kalanı için de düpedüz bir felaketti. Ne zaman ki Humeyni 1979'da zaferle geri döndü, İran da Musaddık'ın sunduğu ve ne gülünçtür ki CIA'in entrikasıyla ortadan kalkan bir nevi demokrasi seçeneğini kaybetti. Kennan, gizli operasyonları tavsiye etmesinden bin pişman olarak itirafta bulunur: “Hayatımda yaptığım en büyük yanlış"tı. Sovyet sisteminin ya parçalanmasına ya da yavaş yavaş yumuşamasına dair öngörüleri on yıldan daha az bir sürede gerçekleşen Kennan'ın “çevreleme" politikasının -değişikliklerine rağmen- ne denli başarılı çıktığı dikkate şayandır.
Sayfa 572Kitabı okudu
Kennan'ın ABD’nin üstün gelmek yolunda "sadece kendi en iyi geleneklerine ulaşması lazım” dediği kanaatine rağmen, Soğuk Savaş'ın kıyasıya rekabeti çok geçmeden yeni kurulan CIA'in yürüttüğü gizli operasyonların zorunluluğunu doğurdu. İlk başarılarından biri, "hür dünya" için yıkıcı sonuçlar doğuracak olan komünistlerin zaferi sayılabilecek bir olayı önlemek için 1948 İtalyan seçimlerine el altından müdahale edilmesiydi.
Sayfa 572Kitabı okudu
Soğuk Savaş cidden başlamıştı. 1949 yılında sadece (Batı Avrupa'nın savunmasını ABD'ye veren) Kuzey Atlantik Antlaşması'nın imzalanmasına değil, (Doğu'yla birlikte dünyanın herhangi bir yerine yapılan ihracatı kontrol etmeye yönelik geniş icra yetkileri veren) ABD İhraç Kontrol Kanunu'nun çıkarılmasına da tanık olundu. Böyle bir politikayı yürütmeye çalışırken uygulamada ortaya çıkan sorun, Amerika'nın müttefiklerinin de buna dahil edilmesi ve belli türdeki malların komünist bloka ihraç edilemeyeceğini onların da kabul etmeleri gerektiğiydi. Bu, Soğuk Savaş boyunca çok taraflı bir şekilde Batı'nın ihracat kontrollerini yapan ve ancak 1995'te lağvedilen COCOM'un (Koordinasyon Komitesi) kurulmasıyla hayata geçirildi. 1950'de, Çin'de Mao'nun zaferi ve Kore Savaşı'nın patlak vermesinin ardından, Batı Avrupa devletleri, Amerika'nın komünist ekonomik gelişmenin temelini zayıflatmaya yönelik olarak kapsamlı veya “ekonomik” ihracat ablukası uygulamasını kabul etttikleri için (ve ABD’nin Çin'le ticari ilişkileri tamamen koparmasından) bayağı endişe duydular. Ancak 1954'e gelindiğinde Avrupalılar, Kore'de barışın yeniden tesis edilmesi ve Stalin'in ölümü sonucunda ablukanın daraltılması yahut Sovyet blokunun askerî çabalarını destekleyecek "stratejik” mallarla sınırlandırılması konusunda ısrar ettiler ve Amerikalılar da bu talebi kabul etti.
Sayfa 571Kitabı okudu
Reklam
Bu cesur Amerikan girişimi, çok yerinde bir şekilde Batı Avrupa’nın iç serbest ticaret ve daha genel olarak açık liberal ticaret politikası tutumu yönünde ilerlemesinde kilit bir an olarak görülmektedir. Aynı zamanda Batı ile Doğu arasında değişen politik ilişkideki dönüm noktalarından da biriydi. SSCB dahil, bütün Avrupa programa katılmaya davet edilmişti ama İngiliz, Fransız ve Sovyet dışişleri bakanlarının ilk toplantısından sonra, Sovyetler, Amerikaʼnın yardım alacak ülkelerdeki koordinasyon talebini kabul edemeyecekleri gerekçesiyle geri çekildi. Bununla birlikte hem Polonya hem de Çekoslovakya, Amerikan girişimini görüşmek üzere 12 Temmuz’da Paris'te düzenlenecek müteakip konferans davetini kabul ettiler. Bu, Doğu Avrupa devletlerini daveti reddetmeye zorlayan ve dolayısıyla çok açık bir şekilde yeni politik düzene göre şekillenmiş yaşamın gerçekliğini gösteren Stalin için kabul edilemezdi. Hızla bir dizi olaylar araya girdi: 1948'in başlarında Sovyetler Çek devletinin başına daha uygun bir hükümet getirdiler; aynı yılın Aziz Patrick Günü'nde Birleşik Krallık, Fransa ve Benelüks ülkeleri Brüksel'de karşılıklı savunma anlaşması imzaladılar; Haziran’da da Stalin Batı Berlin'in bütün kara ve iç sular trafiğini kapattı ve Berlin ablukasını başlattı.
Sayfa 571Kitabı okudu
1947, Doğu ve Batı Avrupa'nın çok farklı etkilerinin görüldüğü kilit bir yıldı. Mart ayında Truman Doktrini, yani Yunanistan ve Türkiye'ye ilişkin olarak açıklanan "ABD'nin silahlı azınlıklar veya dış baskılarla boyun eğdirme girişimine direnen hür ulusları destekleme politikası" ilan edildi. Bereketsiz hasatlar ve döviz kıtlığının Batı Avrupa'nın ekonomik canlanmasını ve keza muhtemel olarak demokratik kurumlarını tehlikeye soktuğu durumla karşılaşıldığında, ABD Dışişleri Bakanı George Marshall 5 Haziranda ABD'nin Avrupa'ya mali yardım sağlamaya hazır olduğunu açıkladı. Yardım alacak ülkelerin bu yardım karşılığında serbest piyasa lehinde birtakım reformları kabul etmeleri ve Amerikan yardımını kullanma karşılığında stratejilerini düzenlemeleri gerekiyordu. Bu da daha genel olarak Avrupa'nın ekonomik entegrasyonunu teşvik edeceği umulan bir şarttı. Marshall Planı, adını Dişişleri Bakanından almıştı, onun ricası üzerine bu planı düzenleyen kişi ise Kennan'dı.
Sayfa 570Kitabı okudu
Kennan'ın görüşü, Dışişleri'nde “X" adıyla kaleme aldığı daha meşhur 1947 makalesinden alıntı yaparsak, "Rusya’nın genişlemeci eğilimlerinin uzun vadeli, sabırlı ama kararlı ve dikkatli bir engelleme politikasıyla durdurulmadığı sürece "Stalin'in savaşın dışında bütün imkanları kullanarak komünizmi mümkün olduğu kadar Batı'ya yaymak peşinde koşacak olmasıydı. Kennan, “engellemek”ten elbette askerî gücü kastetmiyordu. Mücadeleyi açık seçik iki rakip ve birbiriyle uyuşmayan sosyal ve politik sistemler arasındaki mücadele olarak görüyordu ve bunlardan birinin başarılı olacağı konusunda da şüphesi yoktu. Sovyet sistemini maddi ve insani kaynaklar bakımından çok daha zayıf olarak görüyor ve olağanüstü ileri görüşlülüğüyle, yöneticilerin üzerinde yaptıkları baskıların "Sovyet gücünün ya parçalanmasına ya da yavaş yavaş yumuşamasına” yol açacağını öngörüyordu. Bunu gerçekleştirmek için, “ABD'nin sadece kendi en iyi geleneklerine ulaşması ve büyük bir ulus olarak korunmaya değer olduğunu ispatlaması lazım"dı.
Sayfa 570Kitabı okudu
Amerikan politika yapıcıları, Sovyetler Birliği'nin uzun vadeli amaçlarının neler olduğunu anlamak istiyorlar ve cevaplar bulması için Moskova'daki sefaretlerini soru yağmuruna tutuyorlardı. Doğru adamın doğru zamanda doğru yerde olmasının nadir tarihî örneği olarak, buraya atanan George F. Kennan adlı nispeten kıdemsiz bir diplomat, bu soruları meşhur 8 bin kelimelik “uzun bir telgrafla cevapladı ki Gaddis bunun “ABD'nin Soğuk Savaş'ın geri kalanı boyunca Sovyetler Birliği'ne yönelik stratejisinin temeli haline geldiğini" söyler.
Sayfa 570Kitabı okudu
Reklam
Stalin, Türkiye ve Doğu Akdeniz'de deniz üslerine sahip olmak ve İran petrolünün Almanya'ya ulaşmasını engellemek amacıyla müttefik kuvvetlerince konuşlandırıldığı Kuzey İran’da birliklerini tutmak istiyordu. Bu hareketlerin Amerikan çıkarları için ne denli kabul edilemez olduğunu göstermek için, 1946'da Altıncı Filoyu Doğu Akdeniz'e konuşlandıran Truman, bunlardan herhangi birisini yapmasına izin vermedi.
Sayfa 570Kitabı okudu
Diğer taraftan yeni jeopolitik bağlam da bu komünist ekonomilerin dünyanın geri kalanıyla ticaret yapmaması için ikinci bir sebepti: zira savaşın sona ermesinden beri Sovyetler ile eski Batı müttefikleri arasındaki ilişkiler fena halde bozulmuştu. II. Dünya Savaşıʼnın iki büyük galip gücünün savaş sonrası amaçlarının uyuşmadığını keşfetmeleri uzun sürmedi.
Sayfa 570Kitabı okudu
Moğol imparatorluğunun tersine, artık Kuzey Avrasya'ya hakim olan bu güçlü siyasi blok, dünya ekonomik entegrasyon gücü değil dezentegrasyon gücüydü; çünkü komünist yönetimler tanım gereği hem mallara hem de üretim faktörlerine karşı serbest piyasa düşmanıydı. Önceki bölümde belirttiğimiz gibi, ulusal nispî fiyatları uluslararası fiyatlarla hiçbir gerekli ilişkisi olmayan seviyelerde sabitleyen devlet güdümlü ekonominin mahiyeti, devlet ticaret tekelleri yoluyla iç pazarı dış pazarlardan izole etmeyi zorunlu kılıyordu. Ayrıca Sovyet sistemi, bütün nüfuz alanında ağır sanayinin gelişmesini desteklemek suretiyle, çoğunlukla (Çekoslovakya gibi dikkate şayan istisnalarla birlikte) tarıma dayalı Doğu Avrupaʼnın Batı Avrupa'ya sınai mallar karşılığında tarım ürünleri ihraç ettiği geleneksel Avrupa işbölümünün çöküşüne yol açtı. Aslında planlamacıların her yerde benzer politikaları sürdürmeleri, Bulgaristan, Çekoslovakya, Macaristan, Polonya, Romanya, SSCB ve 1950'den itibaren Doğu Almanya'dan oluşan Karşılıklı Ekonomik Yardım Konseyi'nin (COMECON) 1949'da kurulmasından sonra bile, komünist ülkeler arasındaki uluslararası ticaret kapsamının sınırlı kaldığı anlamına geliyordu. COMECON, üyeleri arasındaki ticareti büyük çapta canlandırmaya ancak 1960’larda başlayacaktı ve hatta ondan sonra bu canlandırmaya COMECON'un dünyanın geri kalanıyla olan ticaretini azaltan ticarette bir yön değişimi eşlik etti. Ayrıca 1960'ların başlarında da Çin ile Sovyet bloku bölündü. Bu da iki taraf arasındaki ticareti azalttı ve hatta ticaret 1967-1970 arasında neredeyse bitme noktasına geldi.
Sayfa 569Kitabı okudu
1910'dan beri Japon kontrolü altındaki Kore'de, yarımadaya 12 Ağustos 1945'te başlayan Sovyet istilasının ardından 38. paralelin kuzeyinde komünist rejim kuruldu. Ho Chi Minh, bu tarihten üç hafta kadar sonra bağımsız ve komünist bir Vietnam Cumhuriyeti'ni ilan etti ve bir sonraki yıl başlayan Fransızların Viet Minh güçlerini bozguna uğratma çabalarına karşı başarılı bir direniş ortaya koydu. Dünya tarihi için daha önemlisi, Çin'de çoktandır devam eden iç savaşın Mao Zedong'un Komünist Partisi'nin 1949'da anakarada iktidarı ele geçirdiğinde sona ermesiydi. Dünyanın en kalabalık nüfuslu ülkesi artık Asya'nın en doğu ucundan Orta Avrupa’ya uzanan komünist blokun bir parçasıydı.
Sayfa 569Kitabı okudu
Otuz yılda I. Dünya Savaşı ve Büyük Buhran'ın ardından üçüncü kez uluslararası ekonominin büyük sekteye uğraması, liberallerin ihracata dayalı büyüme stratejisini inandırıcı bir şekilde savunmalarını fikrî açıdan bir hayli zorlaştırdı.
Sayfa 568 - II. Dünya SavaşıKitabı okudu
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.