Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eylem, Uygulama, Üretim Sanatları

Gündelik Hayatın Keşfi-1

Michel de Certeau

Sayfa Sayısına Göre Gündelik Hayatın Keşfi-1 Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Gündelik Hayatın Keşfi-1 sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Gündelik Hayatın Keşfi-1 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir zamanı olanaklı kılan şeyin ne olduğu ancak o zamanın bitişinden sonra söylenebilir; sanki kitaplaşması için zamanın ölmesi gerekir.
Sayfa 2 - dost kitabeviKitabı okudu
"Bir zamanı olanaklı kılan şeyin ne olduğu ancak o zamanın bitişinden sonra söylenebilir; sanki kitaplaşması için zamanın ölmesi gerekir."
Sayfa 9 - Dost Yayınevi
Reklam
"Bir zamanı olanaklı kılan şeyin ne olduğu ancak o zamanın bitişinden sonra söylenebilir; sanki kitaplaşması için zamanın ölmesi gerekir."
Sayfa 10 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Michel de Certeau, keskin kavrayışlı, antikonformist dehalardan biridir. Sınırları kesin hatlarla belirlenmiş belirli bir bilimdalının kurallarının uzağında kalmayı, ister Üniversite, ister Kilise, ister Devlet olsun, her tür kurumun mantığının dışında kalmayı tercih eden bu deha, sıradışı bir bilimadamıdır.
Sayfa 11 - Dost Kitabevi Yayınları, 2006Kitabı okudu
Dayatılana karşı geliştirilen bir mekanizma olarak "Ötekileşme"
İspanyol sömürgecilerin yerli kabilelere kar§ı elde ettikleri "başarıda" derinden, içten gelen çatlaklar oluşmasına hangi ikircil, anlaşılmaz durumun neden olduğu uzun bir süre önce incelenmiştir: Genelde egemen düzene boyun eğmiş olan hatta boyun eğmekle kalmayıp bu düzeni, kabul etmiş, benimsemiş gözüken bu yerliler, onlara dayatılan
Sayfa 46 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Çizgidışılığın günümüzdeki figürü artık küçük gruplar değil ama çizgidışında kalan kitlelerdir; çizgidışılık, kültür üretmeyenlerin kültürel bir etkinliğidir.
Sayfa 51 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Reklam
Kültür de şiddetle gelişir
Kültür de gerilimlerle, sık sık da şiddetle gelişir. Bu gerilim ve şiddet ögesine, simgesel dengeler kazandırır, kısa ya da uzun süreli uzlaşmalar ve muhasebe sözleşmeleri sağlar. Tüketim taktikleri yani zayıfın güçlüden çıkar sağlamak, güçlüyü oyuna getirmek için kurduğu bu mühendislik bilgisi, bu nedenle, günlük alışkanlık, tutum ve uygulamaların siyasallaştırılması sonucunu getirir.
Sayfa 52 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Hukuk gibi (zaten hukuk da kültürün bir modelidir) kültür de, itilafları ele alır ve en güçlü olanı kimi zaman meşrulaştırır kimi zaman yerinden eder kimi zaman da denetler.
Sayfa 52 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Metis: taktik
Günlük yaşamımızdaki pek çok alışkanlık, tutum ve uygulama (okumak, konuşmak, dolaşmak, pazara gitmek ya da yemek yapmak vb.) taktik türündendir. Ve "eylem, uygulama ve üretim tarzlarının" büyük bir bölümü de taktiktir: "Zayıf olanın", "güçlü olana" (erk sahipleri, hastalık, şiddet ya da bir düzenin uyguladığı şiddet vb.) karşı başarıları, dolap,oyun ve dümen çevirme sanatı, "avcılara" özel hileler, tuzaklar, el çabukluğu, çokbiçimli simülasyonlar (öykünmeler) , mücadeleci oldukları kadar şairane, sevinçli, neşeli bulgular, hepsi taktiktir. Bu operasyonel performanslar, çok eskilere dayanan bir bilgiyi gerektirir. Yunanlılar, bu bilgiye "metis" adını veriyorlardı
Sayfa 55 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Yazma-Okuma: gösteri toplumunda" bir gözetleyiciye dönüşen tüketici
Okuma eylemi, çağdaş kültürün ve bu kültürün tüketiminin kabına sığmaz yuvası, merkezidir. Televizyondan yazılı basma, reklamdan pazarlamadaki tüm kutsallık tezahürlerine (epifani) , toplumumuz, gözün görme algısını kansere dönüştürmekte, her gerçekliği kendi gösterim ya da kendini gösterme kapasitesine indirgemekte ve iletişimi, gözün dola§ım sınırlan içine sokmaktadır. Bu bir göz destanıdır ve okuma itkisidir. Ekonominin kendisi de, "semiokrasiye" dönüştüğü için, okumanın büyümesini, palazlanmasını teşvik eder. Üretim-tüketim ikilemesinin yerine, bugün artık yaygınlaşan ba§ka bir ikilemeyi koyabiliriz: Yazma-okuma. Okuma (resimimge ya da metin) "gösteri toplumunda" bir gözetleyiciye dönüşen (mağara adamı ya da gezgin) tüketiciyi tanımlayan pasifliğin doruk noktası olarak görülmektedir.
Sayfa 57 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Reklam
Sıradan insan, hem hümanist ironinin kabusu ya da felsefi rüyası hem de "herkesin", saçma, alaylı mutsuzluğunu ifade etmesini sağlayan yazıyı inanılır kılan bir referanstır (ortak tarih) . Ama aydınların yazısı, "halkın" içinden gelen bu sıradan muhatabını, kendi üstdilinin travestisi olarak kullandığında, ayrıcalıklarını elinden alan ve kabuğundan çıkmasını sağlayanı da ortaya çıkarmış olur: Artık Öteki, Tanrı ya da Esin Perisi değil Anonim olandır.
Sayfa 68 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Burada alçak sesle ve köylüler arasında söylenmedikçe hiçbir doğru dile getirilemez: " Agora a gente sabe, mas nao pode diz er alto" (İnsanlar şimdi biliyorlar, ama bildiklerini yüksek sesle söyleyemezler)
Sayfa 86 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
"güçlüler" ve "yoksullar" arasında neredeyse tarih öncesi çağlara uzanan mücadelenin getirmiş olduğu sosyo-ekonomik uzam var. Bu uzam, zenginlerin ve jandarmaların sürekli ve kalıcı zaferlerinin uzamı olduğu gibi yalanın hakim olduğu bir uzam aynı zamanda (Burada alçak sesle ve köylüler arasında söylenmedikçe hiçbir doğru dile getirilemez: "Agora a gente sabe, mas nao pode diz er alto" (İnsanlar şimdi biliyorlar, ama bildiklerini yüksek sesle söyleyemezler. L. G. ) . Burada hep güçlüler kazanır ve sözcükler yanıltır -Bu deneyim, Billancourt'da sendikacı bir Mağriplinin saptamasıyla uyuşmaktadır: "Düzülen hep biz oluyoruz." Öte yanda, dil örtüsü altında gizlenen sayısız çatışmanın oluşturduğu bu ağın, taşralılarca kavranmasını sağlayan savaşbilime ilişkin bu uzamdan ayrı olarak, ütopik bir uzam daha var; burada mucizevi olarak tanımlanan olasılıklar, dinsel anlatılar biçiminde, kendilerini ifade etme yolu buluyorlar. Bu söz yasaklarının nedeni her yerde hakim olan adaletsizliği ortaya koymaktır - sadece yerleşik erklerin değil aynı zamanda daha derin bir biçimde tarihin: Bu adaletsizlikte belli bir düzen vardır ve hiçbir şey bunun değişeceği yönünde bir umut vermemektedir. Bu hep böyledir, her gün aynıdır. Ama bu oldu bitti durumuna hiçbir meşruluk atfedilemez. Aksine sürekli tekrarlanan bir gerçeklik olmasına karşın, bu güç ilişkisi, kabul edilebilir bile değildir.
Sayfa 86 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Dayatılan bilgiler ve simgeler, bunların üreticisi olmayan uygulayıcıların manipüle ettikleri nesnelere dönüşmektedir.
Sayfa 107Kitabı okudu
Aidiyet kavramı, elde edilen kazançları sermayeye dönüştürmeyi,gelecek zamanda gerçekleşecek yayılımlara hazırlık yapmayı ve koşulların çeşitliliğine karşı bağımsızlık kazanmayı sağlar.Özerk bir mekanın kurulmasıyla zaman üzerinde hakimiyet kurulmasıdır.
Sayfa 112 - Dost Yayınevi
44 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.