Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eylem, Uygulama, Üretim Sanatları

Gündelik Hayatın Keşfi-1

Michel de Certeau

Gündelik Hayatın Keşfi-1 Sözleri ve Alıntıları

Gündelik Hayatın Keşfi-1 sözleri ve alıntılarını, Gündelik Hayatın Keşfi-1 kitap alıntılarını, Gündelik Hayatın Keşfi-1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Modernleşme ve Modernlik yazıdır" François Furet.
Sayfa 279 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Strateji ve Taktik
Strateji, güçler arasındaki ilişkilerin ancak bir istek ya da erk öznesinin yalıtılabilir olduğu anda gerçekleştirebileceği oyun ya da hesaplaşmadır. Strateji, bir mülkiyet olarak çerçevesi çizilebilecek bir mekanın varlığını önkabul olarak benimser. Bu mekan, hedeflerden ya da tehditlerden (mü§teriler ya da rakipler, düşmanlar, kent etrafındaki taşra bölgesi) oluşan dışardakiler kümesiyle kurmuş olduğu ilişkileri yönlendirebileceği bir üstür. Stratejilere kıyasla bir mülkiyetin var olmamasıyla nitelenen hesaplı eyleme taktik adını veriyorum. Taktik mekan olarak sadece ötekinin mekanını kullanır. Bu nedenle yabancı bir gücün yasalarıyla düzenlenmiş haliyle kendisine dayatılan alanda oyununu kurmak zorundadır. Kısacası kurnazlıktır. Sonuç olarak taktik, zayıfın sanatıdır.
Sayfa 113 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Reklam
"güçlüler" ve "yoksullar" arasında neredeyse tarih öncesi çağlara uzanan mücadelenin getirmiş olduğu sosyo-ekonomik uzam var. Bu uzam, zenginlerin ve jandarmaların sürekli ve kalıcı zaferlerinin uzamı olduğu gibi yalanın hakim olduğu bir uzam aynı zamanda (Burada alçak sesle ve köylüler arasında söylenmedikçe hiçbir doğru dile getirilemez: "Agora a gente sabe, mas nao pode diz er alto" (İnsanlar şimdi biliyorlar, ama bildiklerini yüksek sesle söyleyemezler. L. G. ) . Burada hep güçlüler kazanır ve sözcükler yanıltır -Bu deneyim, Billancourt'da sendikacı bir Mağriplinin saptamasıyla uyuşmaktadır: "Düzülen hep biz oluyoruz." Öte yanda, dil örtüsü altında gizlenen sayısız çatışmanın oluşturduğu bu ağın, taşralılarca kavranmasını sağlayan savaşbilime ilişkin bu uzamdan ayrı olarak, ütopik bir uzam daha var; burada mucizevi olarak tanımlanan olasılıklar, dinsel anlatılar biçiminde, kendilerini ifade etme yolu buluyorlar. Bu söz yasaklarının nedeni her yerde hakim olan adaletsizliği ortaya koymaktır - sadece yerleşik erklerin değil aynı zamanda daha derin bir biçimde tarihin: Bu adaletsizlikte belli bir düzen vardır ve hiçbir şey bunun değişeceği yönünde bir umut vermemektedir. Bu hep böyledir, her gün aynıdır. Ama bu oldu bitti durumuna hiçbir meşruluk atfedilemez. Aksine sürekli tekrarlanan bir gerçeklik olmasına karşın, bu güç ilişkisi, kabul edilebilir bile değildir.
Sayfa 86 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Yazma-Okuma: gösteri toplumunda" bir gözetleyiciye dönüşen tüketici
Okuma eylemi, çağdaş kültürün ve bu kültürün tüketiminin kabına sığmaz yuvası, merkezidir. Televizyondan yazılı basma, reklamdan pazarlamadaki tüm kutsallık tezahürlerine (epifani) , toplumumuz, gözün görme algısını kansere dönüştürmekte, her gerçekliği kendi gösterim ya da kendini gösterme kapasitesine indirgemekte ve iletişimi, gözün dola§ım sınırlan içine sokmaktadır. Bu bir göz destanıdır ve okuma itkisidir. Ekonominin kendisi de, "semiokrasiye" dönüştüğü için, okumanın büyümesini, palazlanmasını teşvik eder. Üretim-tüketim ikilemesinin yerine, bugün artık yaygınlaşan ba§ka bir ikilemeyi koyabiliriz: Yazma-okuma. Okuma (resimimge ya da metin) "gösteri toplumunda" bir gözetleyiciye dönüşen (mağara adamı ya da gezgin) tüketiciyi tanımlayan pasifliğin doruk noktası olarak görülmektedir.
Sayfa 57 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Hukuk gibi (zaten hukuk da kültürün bir modelidir) kültür de, itilafları ele alır ve en güçlü olanı kimi zaman meşrulaştırır kimi zaman yerinden eder kimi zaman da denetler.
Sayfa 52 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
"Bir zamanı olanaklı kılan şeyin ne olduğu ancak o zamanın bitişinden sonra söylenebilir; sanki kitaplaşması için zamanın ölmesi gerekir."
Sayfa 10 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Reklam
Kim okur gerçekten? Ben mi yoksa bendeki bir şey mi? ''Etten kemikten bir gerçek olarak ben değil belirsiz ben, benin yarattığı belirsizlikteki bendir okuyan şu kayboluş metinlerini. Ne kadar okursam bunları, o kadar anlaşılmaz oluyorlar benim için, hiçbir şey anlamaz hale geliyorum.''
Sayfa 287Kitabı okudu
Bir halka hayat veren şey sadece sözlerdir, ağızdan ağıza dolaşan, efsanelerde ve şarkılarda yaşayan sözler.
İster bir gazete olsun ister Proust'un bir eseri olsun bir metin ancak okurlarıyla anlamlanır; onlarla değişir; kendi gözünden kaçan kimi algılama kodlarıyla yeniden düzenlenir. Metin, ancak okurla kurduğu dışarıdalık ilişkisiyle metin olur.
Sayfa 283 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
"Bir edebiyat, başka bir edebiyattan, ortaya koyduğu metinden daha çok okunma tarzıyla ayırt edilir." Jorge Louis Borges
Sayfa 281 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Reklam
Çizgidışılığın günümüzdeki figürü artık küçük gruplar değil ama çizgidışında kalan kitlelerdir; çizgidışılık, kültür üretmeyenlerin kültürel bir etkinliğidir.
Sayfa 51 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Bir edebiyat, başka bir edebiyattan, ortaya koyduğu metinden daha çok okunma tarzıyla ayırt edilir.
"İnanmak sözcüğünü severim. Çünkü insanlar genelde 'biliyorum' dediklerinde aslında 'inanıyorum' dediklerini bilmezler". Marcel Duchamp
Sayfa 293 - Dost Kitabevi Yayınları, 2009Kitabı okudu
Dayatılan bilgiler ve simgeler, bunların üreticisi olmayan uygulayıcıların manipüle ettikleri nesnelere dönüşmektedir.
Sayfa 107Kitabı okudu
Belirsizlikler
"Günlük yaşamın alacakaranlığının anarşisi" Lukacs
Sayfa 321 - Dost Yayınevi
48 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.