Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Güneş Umuttan Şimdi Doğar - Türkan Saylan Kitabı

Mehmet Zaman Saçlıoğlu

Güneş Umuttan Şimdi Doğar - Türkan Saylan Kitabı Gönderileri

Güneş Umuttan Şimdi Doğar - Türkan Saylan Kitabı kitaplarını, Güneş Umuttan Şimdi Doğar - Türkan Saylan Kitabı sözleri ve alıntılarını, Güneş Umuttan Şimdi Doğar - Türkan Saylan Kitabı yazarlarını, Güneş Umuttan Şimdi Doğar - Türkan Saylan Kitabı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“İnsanlar örgüt sözcüğünden korkutuldular, bölücü örgüt, terör örgütü anlamını öne çıkardılar. İnsanlar örgüt sözcüğü ile ilgili bir şeyin içinde olmak istemiyorlar. Ama örgüden geliyor örgüt, ne kadar güzel bir sözcük, onun için ben ısrarla kullanıyorum. Mesela sivil toplum kuruluşları diyor birçok arkadaş. Hayır diyorum, biz örgütüz çünkü örgütleniyoruz. Sonuçta örgütlenme güdüsü var ama hep ürkütülmüş, korkutulmuşlar, o yüzden çekiniyorlar. Ama doğru yaptığınızı gösterebiliyorsanız katılım oluyor. Bu katılımı biz çok yaşadık. Mesela bazı kaymakamlarımız, muhtarlarımız, köylüyle birlikte okul yapımında çalışıyorlar (imece), siz de onlarla beraber olursanız, onları inandırır, güvendirirseniz katılımı sağlıyorsunuz. O zaman sonsuza kadar koruyorlar yapılan eseri. Bir okul yapmışsanız ve taşında, tuğlasında onlar da çalışmışsa onu dört dörtlük koruyorlar ama hiç emek vermemişlerse ne olursa olsun aldırmıyorlar.”
Sayfa 315 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 17.basım, 2019.Kitabı okudu
“Çok hoş bir anımı anlatayım. Yıllar öncesinde Kâğıthane’deki bir halk eğitim merkezindeki çalışmalarımızda makine nakışı öğrenmeye gelen kadınlar vardı. Bunların çoğu çarşaflıydı, hâlâ da bir kısmı öyle. Onlarla gidip sohbet ediyoruz, eğitim veriyoruz, gidip saçlarını benim gibi kısacık kestiriyorlarmış, örnek alıp, benzemek duygusuyla ama bunlar çarşafın içinde geziyorlar. Hiç önemi yok, demek ki bunların beyinleri aydınlanmış durumda.”
Sayfa 313 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 17.baskı, 2019Kitabı okudu
Reklam
“Bizim kuşak -belki dinozorluk olacak- suyla, sabunla temizlenmeyi, bir krem sürmeyi ve güzel bir koku sürünmeyi yeterli bulurdu. O zamanlar da gazete-dergi reklamları vardı ama insanların değer yargılarını değiştirmeye yönelik bir reklam bombardımanı yoktu. Bilim zaten birtakım doğruları zaman içinde buluyor.”
Sayfa 242 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 17.baskı, 2019Kitabı okudu
“Kozmetiğe, insanın güzel görünme isteğine karşı değilim. Bu çok doğal ve moral verici bir şey. Ama insanların kandırılmasına ve güzelliğin tek değer haline getirilip kozmetik ve giysi pazarının kazancı uğruna insanın temel değerlerinin değiştirilmesine karşıyım. Dudaklara, göğüslere silikon koyarsan, yağlarını aldırırsan standart bir güzelliğe kavuşursun, o zaman herkes seni beğenir diye empoze edilmesine karşıyım. Bu tür telkinler dergilerden, gazetelerden, televizyonların magazin programlarından sürekli pompalanıyor.”
Sayfa 242 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 17.baskı, 2019Kitabı okudu
“Bir gün genç bir kadın getirdiler. Yeni doğum yapmış, meme veriyor. İşsiz güçsüz, fahişelik yaparak geçinmeye çalışıyormuş. Bir yandan onun zührevi hastalığını tedavi ediyoruz, ama bir yandan da göğsünde süt hastalığı olmuş. Memesi delik deşik, irin akıyor! Bunun nasıl olduğunu sorduk, ağlayarak anlattı. Bunu yakalayan görevliler hem tecavüz etmişler hem de hasta göğüslerini ısırıp, emip yara yapmışlar. Böyle bir vahşeti düşünebiliyor musunuz? Bunu yapanlar da, aslında o kadını koruması, kollaması gereken resmi görevliler. Çok üzülerek söylüyorum ama toplumunuzun erkekleri için kadınlar, hele kendilerini satarak geçinmeye çalışan kadınlar yalnızca cinsel isteklerini tatmin edecekleri et parçaları gibi algılanıyor. Bir fahişeye de, eşe de isteği dışında el sürmenin tecavüz olduğu algılanamıyor.”
Sayfa 233 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 17.baskı, 2019Kitabı okudu
“İnsanlar neden başkalarının özverili ve çalışkan olabileceğini düşünmüyor da, kendileri gibi mutlaka bir karşılık için iş yapıldığını sanıyorlar, anlamak mümkün değil.”
Sayfa 213 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 17.baskı, 2019Kitabı okudu
Reklam
“Yıllar sonra ÇYDD’yi kurduğumuzda parti başkanlarını ziyarete gitmiştik. Kenan Evren’e de gittik. Grubun sözcüsü olarak Evren’e, o sıralarda tıp fakültelerinde imam hatip çıkışlıların, başörtülü kızların durumlarından yakınmıştım. Erkek bir bebek doğduğunda başörtülü stajyer doktor bebeğin pipisi eline değecek diye korkuyordu. Uzun eteklerle, başörtülerle salkım saçak, hijyen kurallarını tehdit edecek biçimde hastanelerde dolaşıyorlardı. Derste hocaya, insanın merkezinin beyin olmadığını, dine göre yürek olduğunu, hocanın yanlış bildiğini söylemeye kalkıyordu öğrenciler. Bunları Kenan Evren’e anlatıp bu durumun üniversiteye uygun olmadığını söylediğimde, ‘Hoca Hanım, Hoca Hanım! Neden böyle söylüyorsunuz? Onlar namuslu insanlardır, iyi olurlar, iyi olurlar’ diye geçiştirdi. Dedim ki, ‘Sayın Cumhurbaşkanım, 18 yaşına kadar çocuğa dünyanın öküzün boynuzunda durduğu anlatılırsa bizim bu bilgileri düzeltmemiz kolay mıdır?’ ‘Namuslu çocuklar onlar, iyi olurlar,’ cevabını alıp sustum.”
Sayfa 177 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 17.baskı, 2019Kitabı okudu
“Şeriatçı ya da PKK’lı olup olmadığınız araştırılıyor bugün üniversiteye girerken ya da yükselirken, ama akademisyenliğin gerçekten olması gereken nitelikleri araştırılmıyor ya da ikinci planda kalıyor bu nitelikler. Bilgi ve becerinizle, aklınızla, çalışkanlığınızla çok parlak biriyseniz de ya şeriatçı ya da PKK’lı damgası vurulabiliyor. Artık bu değerlendirmelerin hiçbir güvenilirliği kalmadı, her şey yozlaştırıldı.”
Sayfa 166 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 17.baskı, 2019Kitabı okudu
“Kaç makalen var, kaç atıf aldı. Atıfların birçoğunun düzmece olduğunu, çok yararlı makalelerde adı olan bazı öğretim üyelerinin o makalede hiçbir emeği olmadığını herkes biliyor. Ama dostlar alışverişte görsün. Sitasyon İndeksi’ne bakalım, tamam ama topluma ne verdi, öğrencisine ne verdi, mesleğiyle ilgili hangi projelerde yer aldı, insan ilişkileri nasıldır, kurumun ilerlemesi için bir şeyler yapıyor mu, bunlara da bakalım. Bence bunlar temel değerler olmalıdır.”
Sayfa 164 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 17.baskı, 2019Kitabı okudu
“Otuz beş yıllık akademisyenlik yaşamımda şunu gördüm: Çok özverili olan, mutlaka ilerlemesi ve önemli konulara gelmesi gereken insanların önü kapatıldı, ayakları kaydırıldı. Yönetim kademelerine ruhsal sorunları olan, mesleki yeterliliği, özgüveni olmayan, kompleksli, kavgacı, insan ilişkileri kuramayan, vasat insanların gelmemesi lazım. Çünkü bunlar kurumları olumsuza götürüyor, insanlardaki çalışma coşkusunu, sevgiyi, beklentileri yok ediyorlar. Bugün üniversite çok iyi durumda olabilirdi ama olamadı. Bu başarısızlığın bir nedeni yetersiz yöneticilerdir. Çifte standart kullanmaları, kendilerine ispiyoncu ve yağcı bir çevre yaratmaları, kendilerine oy vermeyenlerden, eleştirenlerden yetkilerini kullanarak intikam almaya kalkmaları, tüm zamanlarını bu tür kavgalara ayırmaları, üniversitenin her türlü konusunu tüm öğretim üyeleriyle paylaşarak karar alma özgüvenini gösterememeleri, bilimsel hırsızlık yapıldığında, akademisyenliğe yakışmayan biçimde davranıldığında, ayıpları örtme yoluna gitmeleri üniversitedeki ahlakı bozdu.”
Sayfa 163 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 17.baskı, 2019.Kitabı okudu
103 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.