Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Günümüz Meselelerine Fetvalar 4 Cilt Takım

Halil Günenç

Günümüz Meselelerine Fetvalar 4 Cilt Takım Gönderileri

Günümüz Meselelerine Fetvalar 4 Cilt Takım kitaplarını, Günümüz Meselelerine Fetvalar 4 Cilt Takım sözleri ve alıntılarını, Günümüz Meselelerine Fetvalar 4 Cilt Takım yazarlarını, Günümüz Meselelerine Fetvalar 4 Cilt Takım yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sarık konusunda da hadis kitaplarında birçok haber gelmiştir. Bunların ekserisinde Hz. Peygamber (sav)'in başına sarık sardığı ve bunun değişik renklerde olduğu belirtilir (41). Bazılarında da bu hadisler pek kuvvetli değildir. Rükâne (ra) Peygamber (sav) ile görüşmüştür. Rükâne der ki: “Resûlüllah (sav)’in şüphesiz bizimle müşrikler
Sayfa 179 - Yasin Yayınevi, Cilt 2
Şu hadislerde Hz. Peygamber (sav) açıkça sakalı uzatmayı ve bıyığı kısaltmayı emretmiştir: “Bıyığı kısaltınız (veya kazıvınız), sakalı uzatınız” (38). “Hz. Peygamber bize bıyıkları kısaltıp sakalları uzatmamızı emretti” (39). “Bıyıkları kırpınız, sakalları uzatınız. Mecusîlere muhalefet ediniz” (Müslîm). “Bıyıkları kesiniz, sakalları uzatınız” (40). “Müşriklere muhalefet ediniz. Sakalları çoğaltınız, bıyıkları kesiniz” (Buhâri). “Bıyığından almayan bizden değildir” (Nesâî. Tirmizî). Peygamber (sav)'in bu emirleri sakalın İslâm'ın bir şiari olduğunu ortaya koymaktadır. Zaten öyle olmasaydı müctehid imamlar sakalın kesilmesine haram demezlerdi ve Peygamber onu emretmez, sadece kendi uzatmakla iktifa ederdi. Oysa görüyoruz ki Resûlullah (sav) sakalı uzatıp bıyığı kısaltmayı birçok hadisle emretmiştir. 38 Tirmizî, Edep, 6 39 Ebu Davud Terccül, 6 40 Buhârî. Libas, 65
Sayfa 178 - Yasin Yayınevi, Cilt 2
Reklam
dikkat edelim inşallah
bir insanın bir hayvan ile, cins ayrılığı olduğu için evlenmesi câiz olmadığı gibi cin ile de evlenmesi câiz değildir
doktorun hediye alması caiz midir
rüşvet, verilmesi için üzerine anlaşma yapılır ve şart koşulmuş olan şeydir. hediye ise, ne şart koşulmuş ne de anlaşma yapılmış olan şeydir. elinde selahiyet bulunan kimsenin her ikisini de alması haramdır. elinde selahiyet bulunan kimse ister vali, ister kaymakam ister hakim ister vatandaşın kendisine işi düşen diğer devlet memurları olsun aralarında fark yoktur. binaenaleyh gümrüğe işi düşen bir vatandaştan gümrük memurunun hediye alması haram olduğu gibi hastaneye işi düşen bir vatandaştan da bir doktorun hediye alması haramdır. belediye vakıf memurları ve müslümanların işine bakan tüm görevlilerin de aynı durumda hediye almaları haramdır. hediye alan mesul olduğu gibi veren de mesuldür. ancak hediye vermeden işine bakılmayacağını biliyorsa verdiği takdirde günahkâr olmayacaktır, ama alan kimse kesinlikle günahkârdır.
haha. ideal akit budur
bir kadın birisiyle evlenmek istiyor. ama adam karaktersiz olduğundan kendisiyle evlenmeye cesaret edemediği için ihtiyaten boşanma yetkisine sahip olmak isterse Hanefî olan kimse şöyle yapsın: akit esnasında koca olacak kimseye: boşama yetkisi elimde olmak şartıyla kendimi seninle evlendiririm, desin. adam da aynı minval üzere kabul etsin. yani boşama yetkisi senin elinde olmak şartıyla seninle evlendim, desin. akit böyle icrâ edildiği takdirde yetki kadına verilmiş olur. ve istediği zaman da boşanabilir
Ne kadar çokomellesek az..
Camiyi altın suyu gibi şeylerle süsleyip nakışlı taşlarla inşa etmek doğru değildir. Camileri yapmaktan gaye Allah'a kulluk etmektir. Gururlanmak ve kibirlenmek değildir. Cemaata huzur verecek kadar geniş, yüksek ve havadar olması kafidir. Fazla isrâfa kaçmak, mihrab ve kubbesini akıl ve hayale gelmeyecek nakışlarla nakışlayıp süslemek ve milletten toplanan parayı lüzumsuz yere harca­manın bir mânâsı yoktur ve bu paralara yazık olur. Zira bu milletin binbir ihtiyacı vardır. Bunların en önemlisi Kur’ân Kursu binasıdır. Her caminin yanında mutlaka birer Kur'ân kursu ve bir öğretmenin bulunması gerekir. Kur’ânsız ve terbiyeden mahrum bir nesil yetişi­yor. Buna ehemmiyet verip üzerinde duran da yoktur. Nakış ve süse verilecek paranın buraya aktarılması lazımdır. Nakış ve süs işi, hıristiyan ve yahudilerden gelmedir. Peygamber (sav): “Camileri çok yükseltmekle emrolunmadım. Siz -zaman gelecek- yahudi ve hıristiyanlar gibi camilerinizi süsleyeceksiniz”. Başka bir hadîste de şöyle buyuruyor: “Halkın camileri yük­seltip süslemekle böbürlenmeleri kıyâmet alametlerindendir”
Reklam
İslâm dininde koca müstakil ve bağımsız olduğu gibi karı da zevciyet -eslik- hakları müstesna her hususta bağımsız ve müstakildir. Yani koca zengin, karı fakir olabildiği gibi, koca fakir karı zengin de olabilir.
köye giriş yasak mı mana veremedim
Hanefî mezhebine göre cuma namazının sıhhat şart­ları yedidir: 1- Şehir olması. 2- Varsa Sultan'ın izni, 3- Vaktin girmesi. 4- Hutbenin okunması, 5- Hutbenin namazdan önce okunması, 6- Cemaatle eda edilmesi. 7- îzn-i 'amm. yani cuma namazı kılınan yerde herkesin oraya girişinin serbest olmasıdır. Binaenaleyh Hanefî mezhebinde köylerde, ceza evinde, askerî kışlalarda ve girişi serbest olmayan dairelerde cuma namazını kılmak câiz değildir.
Peygamber (sav) buyurdu ki: Ehemmiyet vermiyerek üç cuma namazı terk eden kimsenin kalbini Allah (c.c.) mühürler.
Kütüb-ü Sitte. Hakim
Savaş ve çarpışma halinde olan müslümanlar durum tehlikeli olduğundan namaz kılmakla mükellef değil, hatta namaz kılarsa namazları batıl sayılır. Peygamber (sav) Hendek savaşında harb ile meşgul olduğundan dört vakit namazı kılmadı. Bilahare kaza etti. Bu münasebetle şöyle buyurdu: “Salat-ı vusta’dan bizi alıkoydular. Allah kabir ve içlerini ateşle doldursun.” Savaş halinde namaz kılmak câiz olsaydı Peygamber (sav) ka­zaya bırakmazdı.
Reklam
Şâfıî mezhebine göre: kazası olan kimsenin sünnet ve ce­naze namazı gibi farz-ı kifaye olan namazları kılması haram olduğu gibi, farz olmayan Kâbe tavafını eda etmesi de haramdır. Çünkü ye­mek, uyku, ticaret ve iş zamanı müstesna bütün zamanını kaza kıl­maya vermek mecburiyetindedir.
duygusallaştım..bb green tea..bb rebul
Kolonya içinde alkol maddesi bulunduğundan necisdir. Üzümden imal edilmiş olan şarap ile diğer maddelerden imal edilmiş sekr veren her türlü rakı ve alkollü şeyler arasında fark yoktur, hepsi necistir. Bir yere isabet ederse onu yıkamak îcâb eder. Şâfıî mezhebinde asla buna cevaz veren olmamıştır. Onu kullanan kimse günahkar olduğu gibi vücut ve elbisesinde değdiği yeri yıkamadan namaz kılarsa namazı batıldır
şafiiler kız kaçırınca neden mezheb değiştirir sorusunun cevabı :d
Hanefî mezhebinde; bâliğa ve âkile olan kadının nikâhı için velinin izni ve rızası şart değildir. Kendi kendini evlendirebilir. Diğer Mezheplerde ise; velinin izni şarttır.
Hmm
Tasavvufu Hz. Ebubekir veya Hz. Ali'ye isnad etmek doğru değildir. Ayrıca ''Herkesin mutlaka bir şeyhe intisab etmesi gerekir" diye bir şart yoktur. Böyle olsaydı mutlaka Kur'ân veya sünnet bunu kesin ola­rak açıklayacak ve İslâm'ın farzlarından biri kabul edecekti. Meselâ kelam ve fıkıh için bir kelamcıya veya bir fakihe intisab etmek îcâb eder mi? Etmez. Etmediğine göre tasavvuf için de bir mutasavvıfa intisab etmek de îcâb etmez. Ve bunun için delil yoktur. İslâm'ın kaynakları meydandadır. Ancak herkes için bilinmesi gereken kelam ve fıkhî meseleleri öğrenmek zorunlu olduğu kadar tasavvufi meseleleri öğrenmek de zorunludur
65 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.