Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

College De France Dersleri 1977-1978

Güvenlik, Toprak, Nüfus

Michel Foucault

Güvenlik, Toprak, Nüfus Sözleri ve Alıntıları

Güvenlik, Toprak, Nüfus sözleri ve alıntılarını, Güvenlik, Toprak, Nüfus kitap alıntılarını, Güvenlik, Toprak, Nüfus en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
.. merkan­tilizm her ülkeden ilk olarak nüfusunun olabileceğinin en fazlası olmasını, ikinci olarak bu nüfusun tamamının çalışmasını, üçüncü olarak da bu nüfusa ödenen maaşların olabileceğin en azı olmasını ister ki, dördüncü olarak, mal­ların faaliyet fiyatları düşsün ve yabancı ülkelere en yüksek oranda ihracat yapılabilsin. Yabancı ülkelere yapılan bu satış da altın ithalini sağlayacak...ülkeye altın girmesini ve ülkenin bu sayede ticari olarak galip gelmesini sağlayacaktır. Bu altın ilk olarak elbette devletin büyü­mesi ve...vazgeçilmez önemde olan askerî kuv­vetin devamını ve askerlerin işe alınmasını sağlayacak, aynı zamanda da üre­timi teşvik edecektir. Bu sayede de yeni ticari ilerlemeler olabilecektir. İşte merkantilizmin ayırt edici özelliklerinden biri, para ithali tekniği olarak tica­reti kullanma yolundaki bu stratejidir.
Sayfa 293 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Hep birlikte "istemiyoruz".
Sovyetler Birliği’ndeki iktidarın pastoralleşmesinden de söz edilebilir. Partinin bürokratikleştiği kesindir. Aynı zamanda partinin pastoralleşmesi de söz konusudur ve aykırılığın, aykırılık adı altında toplanan politik mücadelelerin en önemli boyutu, yönlendirilmenin reddidir. “Bu selameti istemiyoruz, bu insanlar tarafından ve bu araçlarla kurtarılmak istemiyoruz”...“Bu insanlara itaat etmek istemiyoruz...Bu itaat pastoralliğini istemiyoruz. Bu hakikati istemiyoruz. Bu hakikat sisteminde sıkışıp kalmak istemiyoruz. Bizi sürekli yargılayan, bizim aslında kim olduğumuzu, hasta mı sağlıklı mı, deli mi akıllı mı olduğumuzu bize söyleyen bu sürekli gözetim ve inceleme siteminde sıkışıp kalmak istemiyoruz.”
Sayfa 179 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Reklam
Dünya bir kitaptır, içinde hakikati keşfedebileceğimiz bir kitaptır - aslında daha ziyade hakikatin, hakikatlerin karşılıklı göndermeler yaparak, yani benzeşim ve analoji biçimleri yoluyla birbirlerine kendilerini öğrettikleri bir kitaptır. Aynı zamanda saklı bulunan, kendilerini saklanarak ortaya koyan ve ortaya koyarak saklayan hakikatleri ortaya çıkarmak gereken bir dünyadır - yani sayılarla, çözülmesi gereken sayılarla dolu bir dünya.
Sayfa 207 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Avrupa dünyanın geri kalanıyla ancak belirli bir tipte ilişki kurabilir - ekonomik tahakküm , kolonizasyon ya da tica­ri kullanım ilişkisi. Çoğul devletlerin coğrafi ilişkisi olarak Avrupa, bütünlük olmasa da küçüklerle büyükler arasında bir dengelenme içeren bir Avrupa, dünyanın geri kalanıyla arasında bir kullanım, kolonizasyon, tahakküm ilişki­si kuran bir Avrupa. İşte 16. yüzyıl sonu ile 17. yüzyıl başında oluşmuş olan ve 17. yüzyıl ortasında imzalanan antlaşmalarla birlikte kristalleşen düşünce budur; hala içinde bulunduğumuz tarihsel gerçeklik budur. Avrupa budur.
Sayfa 260 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
...zenginleşmekten ötürü fakirleşilebilinir, güç fazlası yüzünden zayıf dü­şülebilir...
Sayfa 254 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Ayaklanmaların hammad­desi öncelikle sefalettir, en azından aşırı sefalet, yani artık tahammül edileme­yecek bir fakirlik düzeyi. “En kötü isyanlar mideden kaynaklanır” der Ba­con.
Sayfa 236 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Reklam
Eyy! Ne diyorsun sen?
Devleti yönetebilmek isteyen, önce kendi ken­dini yönetmeyi bilmelidir...
Sayfa 84 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Devletten, sanki o kendisinden hareketle gelişen ve bireylere kendisini otomatik bir bi­çimde, kendiliğinden bir mekanikle dayatan bir varlıkmış gibi söz edemeyiz. Devlet bir pratiktir.
Sayfa 244 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
15 Temmuz'un finansörü körfez şeyhleri kardeşimiz olur birden.
Politikacı yalnızca politik sebep­lerle olur olmaz her şeye saygı gösterir...deri ve renk değiştirir...
Sayfa 214 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Reklam
...eski defterleri deşmektense, şu andaki duruma bakma­lıyız...
İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
GÜZEL.
Pastör genel ve kapsayıcı bir biçimde öğretmez. Herkese aynı biçimde öğretmez, çünkü dinleyicilerin zihinleri bir kitharanın telleri gibi farklı şekilde gerilmiştir ve onlara aynı şe­kilde dokunulmaz.
Sayfa 161 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Görebilene, duyabilene, anlayabilene.
“Darbelerde, gök gürültü­sünü duymamızdan evvel yıldırımın düştüğünü görürüz.” Darbelerde, “çan­lar daha çalınmadan kendilerini belli ederler, infaz karardan önce gelir; her şey Musevi bir biçimde olup biter; [...] kimi vurduğunu sanırken darbe alır, kimi güvenlikte olduğunu sanırken ölür, kimi hiç ihtimal vermezken sefil olur, her şey gece karanlığında, sisler ve karanlıklar içinde meydana gelir.”..Tüm sefaletlere, çileciliğin iradi sefaletine bile katlanılmasını sağlayan pastoralliğin büyük vaadinin yerine, şimdi devletin teatral ve trajik sertliği geçer: Devletin her daim tehlike altında bulunan, hiçbir zaman kesin olmayan sela­meti adına, bazı şiddet edimleri aklın ve devlet aklının en saf biçimi olarak kabul edilir.
Sayfa 234 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
İbranilerde çoban temasının Mısırlılardan ve Asurlulardan çok daha önemli olduğunu, dinî yaşama ve İbrani halkının kendisine dair tarihsel kavrayışına bağlı olduğunu biliyoruz. Her şey pastoral(çobanlık teması) biçimde meydana geliyordu, çünkü Tanrı çobandı ve Yahudi halkının sağda solda gezinmesi, sürünün otlağını ararken sağda solda gezinmesiydi. Her şey bir anlamda pastoraldi.
Sayfa 135 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Yandaş düzeni değil!
“Yönetim, uygun amaca doğru yöneltmek için sorumluluğu alı­nan şeylerin doğru düzenidir”
Sayfa 86 - İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları.
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.