Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Güvercinköy

Ahmet Turan Tiryaki

Güvercinköy Gönderileri

Güvercinköy kitaplarını, Güvercinköy sözleri ve alıntılarını, Güvercinköy yazarlarını, Güvercinköy yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Şu devasa dünyada en çok ne var?" diye soracak olsanız, hiç şüphe etmeden "Umut" derim sanırım.
Sayfa 70 - Tün Kitap - 1. BaskıKitabı okudu
Bu gurbet sızısı dediğim şey öyle ehl-i keyf ki anlatması zor. Geldiği zaman tam teşekküllü geliyor, yüreğimin orta yerine bağdaş kurup oturuyor, ciğerimden ateş alıp semaver yakıyor, eni konu keyif yapıyordu.
Sayfa 46 - Tün Kitap - 1. BaskıKitabı okudu
Reklam
204 syf.
10/10 puan verdi
·
25 günde okudu
Ayarsız dergisini uzun zamandır takip ederim ve Tiryaki’nin hikayelerini hep sevmişimdir. İşte o hikayelerin kitaplaşması bir arada olması çok daha iyi olmuş
Güvercinköy
GüvercinköyAhmet Turan Tiryaki · Tün Kitap · 201844 okunma
Siz başka topraklara ne götürürseniz, oradan size dönüp gelecek olan da odur. Ölümse ölüm, sevgiyse sevgi...
Sayfa 187Kitabı okudu
Kendi yüreğimdeki yarayı düşündükçe geleceği daha kolay hayal ettim.
Sayfa 186Kitabı okudu
Kemal neredeyse her girdiği yerde aynı uyarıyla karşılaşıyordu: "Falanca aileyi gördün mü? Çok perişan durumdalar..." Sanki falanca aileleri görmek sâdece Kemal'in göreviymiş de geri kalan herkes ona haber vermekle üzerine düşeni yapmış gibi oluyordu.
Sayfa 174Kitabı okudu
Reklam
Yağmurun hiçbir şeyi temizlediği yok aslında biliyor musun? Kapının önünü temizler gibi temizlemez acılarımızı yağmur. Yalnızca bulutlardaki elektrik yüklemesini boşaltır ve göğün göğsü ferahlar. Tıpkı bizim ağladığımız zaman hiçbir probleminizi çözmememize rağmen içimizin rahatlaması gibi. Çünkü bütün o biriken şeyler, evrenin ve insanın tabiatına aykırı şeylerdir ve bu yüzden varlığı rahatsız edip durur bizi. Afrika'da veya Ankara'da, çöpte yemek arayan yaşlı kadınları gördüğümüz zaman içimizi rahatsız eden şey gibidir. Çünkü insan, asla tek başına doymaz. Salondan kalkıp mutfaktaki dolabını açtığında sucuğundan balına kadar her türlü nimeti yanı başında bulan insanın karnı Afrika'daki yaşlı kadın doymadan doymaz. Tabiî, o insanın âleminde güneşi hâlâ ışık saçıyorsa, içinde aşkın sıcaklığı dolaşıyorsa... yoksa o evren de ölüp gittiyse zeytinler, peynirler, domatesler sönen yıldızlar gibi tek tek dökülüp midesine yapışır insanın! Şimdi duyduğun bu yağmur sesi de kâinatın gözyaşlarıdır. Bir yerlerde temiz su bulamadığı için karnı sırtına yapışmış, yüzü gözü sinekle dolmuş adamlar için evindeki musluktan akan sudan utanan insanların vicdanının sesidir bu ses.
Sayfa 171Kitabı okudu
Fakat hangimiz rahat uyuyoruz ki kâinat rahat uyusun? Bizim içimizde de tıkanan yollar, kulaklarımızı delip geçen korna sesleri, birbirine küfredip duran istekler, hırslar, arzular yok mu? Bazıları bize çarpıp sakat bırakıyor, kimi zaman o gürültüden başka bir şey duyamaz hâle geliyoruz.
Sayfa 170Kitabı okudu
Bütün âlemler kendime âit bir yörüngede giden kendi güneşinin etrafında seyran eder. Biz ona insanda gönül, ışığına ve sıcaklığına da aşk diyoruz. Veyl ona ki kiminin güneşi soluyor, yörüngesini kaybeden gezegenler, yıldızlar, uydular, metaorlar birden bire yer çekimine kapılmış gibi yerlere dökülüp, çarpıp kırılıyorlar. Sonra kimileri o kırıkları toplayıp servet ediniyor, kimileri kariyer yapıyor kendine, kimileri itibar...
Sayfa 169Kitabı okudu
Uçacağız dese omuzlarımın arkasında kanatlarım hazırdı hâlbuki. Uçabilir miydim bilmiyorum ama bir martı gibi bırakırdım kendimi adanın eteklerinden. Mavi denizle mavi gökyüzü arasında süzülür, bulursam bir parça bulut arasında kaybolur, yeniden belirir, sonra gelir "simit" diye bakardım gözlerinin içine. İstanbul'da martılar "beni sev" yerine "simit" diyorlar çünkü.
Sayfa 154Kitabı okudu
213 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.