-Biz devletçiyiz, cumhuriyetçiyiz, milliyetçiyiz... Sizlerden çok laikiz biz!
Olmayın diyen mi var!.. Atatürkçü de olun... Laik de olun... Bizi sömürmeyin de halkçı da olun, demokrasiden yana da!
Hafta sonu Hababam Sınıfı'nda Sınıf Başkanı seçimi vardı. Bu seçim, parasız yatılılık döneminin iki adaylı seçimlerine benzemiyordu. Teypli, bilgisayarlı, videolu çağdaş bir seçim propagandası başlamıştı.
Hababam Sınıfı, kargaların kahvaltısından önce, alaca karanlıkta sınıf kapısının önünde gündem dışı bir toplantı yapmıştı. Daha kayıtlarının mürekkebi kurumayan yeni paralı yatılılardan biri, eski yönetime çullanmak için ön sıralarda bir patlama yaptı:
"Bu sınıfta demokrasi var diyen bir kabadayı çıkar mı? Varsa çıksın da görelim."
"Laiklikten ne anlıyoruz, önce bunu açıklayalım. Laiklik, Atatürk'ün tüm ilkelerini sağlamlaştıran en önemli bir ilkedir. Laiklik devlet düzeninin ve hukuk kurallarının dine, inanışa değil de akla ve bilime dayandırılmasıdır."