Hababam Sınıfı Uyanıyor kitaplarını, Hababam Sınıfı Uyanıyor sözleri ve alıntılarını, Hababam Sınıfı Uyanıyor yazarlarını, Hababam Sınıfı Uyanıyor yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Filmini defalarca izleyip her karesini ezberledikten sonra kitabını da okumak istedim. Karakterlerin hepsini bilince gözümün önünde yenileri canlanmıyor. İzlemek daha keyifliydi.
Yatırım tavsiyesi olabilir.
"Hepimiz okul sıralarında yetiştik. Okul ve sınıf arkadaşlarımıza, hocalarımıza derslerimize ait türlü anılarımız var. Bu kitapta bu anıların en azından üçüne beşine rastlayacak, kimimiz çocukluk, kimimiz ilk gençlik günlerimizi -bence- yeniden yaşayacağız.
Hababam Sınıfı, herhangi bir okulun yatılı bir sınıfı...
Filmlerinden biliriz
"Sus! Ne demek memleket gerçekleri. Gerçek, gerçektir. Gerçeğin memleketi olmaz, memleketin gerçeği olmaz! Realizme gelince ... Realizm öleli yıllar oluyor. Emil Zola ile doğdu, Emil Zola ile öldü. Edebiyat ürünleri sembollerle yaratılır. Sanatın vardığı, varacağı son merhale sembolizm'dir."
"Sürecekmiş bizi! Sürgün edecekmiş topumuzu birden haaa! Sürgün... Nereye? Yurdun dört bucağına! Yurdu ne hale getirmişler ki oralara gönderilmemizin adı sürgün oluyor. Yemen gibi... Fizan gibi...
Gideriz değil mi çocuklar, oralara da gideriz."
"Hayır! Biz böyle olmak istemiyorduk! Onlar, bizi böyle yaptılar, kötü eğitimciler, kötü öğreticiler... Öğretemezlerse, kopya çekeceğiz . Hakkımızı yiyeceklerse gırtlaklarında bırakacağız. Devirmek isterlerse, daha da güçlenecegiz. Özgürlüğümüze el uzatacaklarsa kaptırmayacağız."
Ne var bunda gülecek! Ne kayıtsız, vurdumduymaz nesilsiniz! Ezilene gülersiniz, ölene gülersiniz. Sizde hiç duygu denilen, hüzünlenme denilen şey yok mu? Ne demiş Haşim? Melâli anlamayan nesle aşina değiliz, demiş. Biz onun için sizi tanımıyoruz, melâle aşina olmadığınız için.
Seriyi tamamlamak için aldığım bu eser, ile film kemik yapı itibariyle uyuşsa da hayli farklar mevcut. Yine de okurken filmdeki karakterleri gözümüzün önünde canlandırarak okuyoruz. Eğer sinemaya bu şekilde uyarlansaydı bu boyutta tanınır ve sevilir miydi? Çok tartışılır.
Hababam Sınıfı Uyanıyor Rıfat Ilgaz'ın sinemaya da uyarlanan, hepimizin keyifle izlediği ölümsüz eseri.
Öncelikle şunu belirtmek isterim. Eser ile film kemik yapı itibariyle uyuşsa da hayli fark var. Yine de okurken filmdeki karakterleri gözümüzün önünde canlandırarak okuyoruz. Eğer sinemaya uyarlanmasaydı böyle bir efsane bu boyutta tanınır ve sevilir miydi, tartışılır.
Dönemin eğitim sistemi, o sisteme ayak uyduramayan öğrenciler, yatılı okullarda kalanlar arasında kurulan güçlü arkadaşlık bağı... Kendim de yıllardır yatılı okulda öğretmenlik yapan ve bundan bir türlü vazgeçemeyip tayin isteyemeyen bir öğretmen olarak o duyguyu hem öğrenci hem öğretmen çerçevesinde bildiğimi ifade edebilirim.
Bazı çocuklar vardır akademik olarak beklediğinizi alamazsınız. Ama yürek olarak onlardan öğreneceğiniz çok şey vardır. Öyle öğrenciler Hababam Sınıfı öğrencileri. Yatılı okulda okuyanlar bilir bahsetmek istediğimi. En azından bir çoğumuz solumuşuzdur o havayı. Bizden çok şeyler bekleyen ailemizden uzakta, arkadaşlarla iç içe bir o kadar da bizi zorlayan derslerle...
İncelemeye başlayıp geçmişte bulduk kendimizi. Tiyatro eserlerini okumayı da sevmişimdir tiyatro izlemeyi sevdiğim kadar. Keyifle ve duyguyla okunma temennisiyle...
TULUM HAYRİ
(...)
Bizi yurdun dört bir yanına serpecekmiş... Darı gibi... Bir avuç darı gibi...
(Sesini birden düşürür)
Darı da çilekeş bir bitkidir haaa! Hangi toprağa atsan gelişir. Tarla farkı, toprak farkı gözetmez. Su istemez, sulamak istemez. Sıcağa soğuğa boş verir. Besinsiz de yaşar. Toprak arık olsa da boy atar, çorak olsa da. Tıpkı bizim gibi... Tarım uzmanları bu yüzden darıya arsız bir bitki derler. Bize de eğitim uzmanları böyle diyorlar, arsız diyorlar bize!
(Güler.)
Terbiyesiz diyorlar. Oysa bizim edindiğimiz terbiye bu: arsızlık! Bakımsız, besinsiz, ilgisiz, sevgisiz, şefkatsiz yaşayabilmek için... Bu yoz topraklarda bile kuruyup kavrulmadan gelişip boy atabilmek için... Darı gibi...
KALEM ŞAKİR
İşte bu yüzden hiç kimse kurutamayacak kökümüzü! Darı gibi, bir avuç darı gibi dağıtacakmış bizi! İkimiz bir liseye bile düşmeyecekmişiz. Ne çıkar bundan! Biz Hababam Sınıfı'nda yetiştik. Demek her birimiz bir Hababam Sınıfı olacağız!
REFÜZE EKREM
Hayır! Biz boyle olmak istemiyorduk! Onlar bizi böyle yaptılar, kötü eğitimciler, kötü öğreticiler... Öğretemezlerse kopya çekeceğiz. Hakkımızı yiyeceklerse gırtlaklarında bırakacağız. Devirmek isterlerse daha da güçleneceğiz. Özgürlüğümüze el uzatacaklarsa kaptırmayacağız.