Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
391 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
KANLI DÜŞ KİLİKYA
Adanan'nın bugünkü adıyla Saimbeyli olarak bilinen bir ilçenin adıdır Haçin. Tarihi bir belgesel niteliği taşıyan bu kitap Ermeni kaymakamının günlüğü ile Türklerin hatıralarından oluşmaktadır. Fransa'nın Ermenileri kışkırması üzerine yıllarca onlarla topraklarını, aşını ve dostluklarını paylaşan Türklerin ve Ermenilerin arasında geçen savaşı konu almaktadır. Bu öyle bir savaştır ki karlı toprağı kızıla boyamış, gül rayihalı bir vatanı ölüm kokusuna sarmıştır. Haçin bir ihanetin destanıdır. Yıllarca Türk bayrağı altında dostça yaşayan iki milletin başka bir devletin kendi çıkarları uğruna birbirlerinin kanına bulanmasını konu alır. Onlar özgürce yaşanılan bir toprak yerine Fransız bayrağı altında kölece yaşamayı tercih etmişlerdir. Kitabı okurken yer yer elimden bırakmak zorunda kaldığım, içimi yakan, yeri geldiğinde satırlarını okumaya dayanamadığım nitelikte bir kitap. Okumuş olmaktan çok mutlu olduğum ancak okuduktan sonra ruhumda yaralar bırakan gerçek bir destan.... Haçında kanı pazar, Var mı kitapta yazarı? Uyu Osman oğlum uyu Haçın oldu kanlı kuyu. Hücum ettik alamadık, Soyka kalsın sultan suyu.
Haçin
HaçinZebercet Coşkun · Milliyet Yayınları · 197511 okunma
Reklam
391 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
DEVLET GÖREVLERİ ve HALKIN BİRBİRİNİ BOĞAZLAMASIYLA İLGİLİ BİR İNCELEME
“Haçin” Adana’nın Saimbeyli ilçesinin Osmanlı dönemindeki adıdır ve bu günkü “Saimbeyli” adını Kuvayi Milliye tarafından kurtarılması sırasında şehit düşen Kozanlı Saim Bey’den almıştır. Kitap, Haçin’in Ermeni kaymakam Çallıyan’ın günlükleri ve o günleri yaşayan Türklerin anılarından oluşmakta ve belgesel niteliğindedir. Hep okumak istediğim halde
Haçin
HaçinZebercet Coşkun · Milliyet Yayınları · 197511 okunma
391 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
HACIN
Akıcı, yazım dili sıkmayan, sade ve anlaşılır bir dille yazılmış bir kitap. Ozaman yaşayan insanların "Kaçkaç" dedikleri, tehcir olaylarının ve etkilerinin yaşandığı yıllar. Devlet otoritesinin yitirildiği, Fransa gibi devletlerin kaşıyarak, bir yaraya dönüştürdüğü etnik kimlik ve bağımsızlık mücadelesinin, yıllarca beraber yaşayan insanları nasıl bir canavara dönüştürdüğünün hikayesi. Otoritenin, halktan sıradan insanların, köylülerin hataları olmakla birlikte, Ermenilerin içindeki çıkar sahiplerinin nasıl gaddarlaştığını, bu çıkar için nasıl gözlerini kan bürüdüğünü ve bunu yaparken kendi içlerindeki masum Ermenileri de, kör bir inanç ile nasıl bir vahşete sürüklediklerini okuyoruz. Fransanın ne işi var, Kayseri' de Adana'da diye düşünüyoruz. Unuttuklarımızı hatırlıyoruz. Biz de o bölgelerde kökü olan insanlarız. Babam anlatırdı: "Ben küçükken, herkesin itibar ettiği, saygı duyduğu, köy meclislerinde sözü dinlenen bir Hacı Bey vardı. Büyüdükçe anladık, Hacı Bey aslında erkek değil bir kadındı." Diye. İşte o işgal yıllarında, genç ve güzel bir genç kız Hacı Bey. Fransız askerleri veya Ermeni çeteciler görürde dağa kaldırır diye erkek kılığına sokmuşlar Hacı Bey'i. Birdaha da hayatı boyunca hiç çıkarmamış erkek elbiselerini üzerinden. İşte kitabı okurken, bu yazılanların bir romandan ziyade, tarihsel bir belge olduğunu bilerek okuyoruz. İyi okumalar.
Haçin
HaçinZebercet Coşkun · Milliyet Yayınları · 197511 okunma
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.