Hadis Usulü kitaplarını, Hadis Usulü sözleri ve alıntılarını, Hadis Usulü yazarlarını, Hadis Usulü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tarih uşülcüsü Zâkir Kâdiri Ugan:
"Rivayet ilmi, hiçbir dinde İslâmiyetteki şekliyle ilmi usullere göre işlenmemiş ve tekâmül etmemiştir. Müslümanlar iki-üç asır zarfında rivayeti bir ilim halinde tedvin etmişler ve bu babta mükemmel bir edebiyat vücuda getirmişlerdir. Müslümanların bu konudaki gayretleri ve çalışmaları, bu ilimle iştigal eden şark ve garb ulemasını hayretlere garketmektedir. Yalnız bu konuda tedvin edilmiş eserler yüzlerce cilde ulaşmaktadır."
Kelâm âlimlerinin de ifade ettiği üzere aydınlık bulunmadığı zaman gözlerin görmediği gibi peygamberin bulunmaması durumunda da aklî bilgiler insanları yüce amaçlara ulaştıramaz.
Hadis ilimleri anlamına gelen "ulûmu'l-hadis" ise ilk dönemlerden itibaren "hadisle ilgili bilinmesi gereken bilgiler", başka bir ifadeyle hadis usulü anlamında kullanılmıştır.
Karîneli hadislerin kesin bilgi ifade ettiğini ileri sürenler bulunmakla birlikte başta Nevevî olmak üzere diğer âlimler karîneli de olsa haber-i vahid'in zan ifade edeceği görüşündedir.
Zayıf hadislerle amel konusunda alimler arasında ihtilaf bulunmaktadır. Yahya b. Main, İmam Müslim gibi bazı alimler zayıf hadislerle hiçbir konuda amel edilemeyeceği görüşünü benimsemişlerdir. Aynı görüşü benimseyen Subhi Salih de zayıf hadislerin zan ifade ettikleri için fezail konularında da delil olamayacağını söylemiştir. Ona göre amellerin fazileti konusunda zayıf hadisle amel edileceğine dair ileri sürülen şartlar da yeterli değildir. Üstelik fezail de ahkam gibi dinin esas prensiplerindendir.
İbn Hacer gibi alimler ise zayıf hadisle amellerin faziletiyle ilgili konularda amel edebilmek için de üç şarta riayetin gerekli olduğu ifade etmişlerdir. Bunlar, hadisteki zayıflığın çok fazla olmaması, hadisin İslam dininin genel esaslarından birisine uygun olması ve amel ederken zayıf hadisle ihtiyaten amel edildiğinin bilinmesidir.
Vahiyden uzak kaldığı zamanlarda insan zaaflarının esiri olabilmekte, sahip olduğu mükemmelliğe rağmen taşıdığı zaaflar sebebiyle kötülük ve zulüm yapabilmektedir.