Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hafıza Sanatı

Frances A. Yates

En Eski Hafıza Sanatı Gönderileri

En Eski Hafıza Sanatı kitaplarını, en eski Hafıza Sanatı sözleri ve alıntılarını, en eski Hafıza Sanatı yazarlarını, en eski Hafıza Sanatı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Hitabet sanatı günümüzde sahip olduğu ünü hafızaya borçlu olmasaydı, hafızanın ne muazzam bir güce sahip olduğunun, ne denli ilâhi olduğunun farkına varamazdık."
Sayfa 56
"Cicero yalnızca Yunan belagatini Latin dünyasına aktaran en önemli figür değil, aynı zamanda Platoncu felsefeye yaygınlık kazandırmada belki de herkesten daha önemli bir rol oynayan kişiydi."
Sayfa 56
Reklam
"Felsefe disiplini"ne göre, ruh bedene bürünmeden önce her şeyi biliyor ve hatırlıyordu, fakat bir bedene büründüğü andan itibaren bilgisi ve hafızası bulandı.
Sayfa 70
TESELYA'DA Skopas isminde bir soylunun verdiği bir ziyafette, Keoslu şair Simonides evsahibinin şerefine lirik bir şiir okur; gelgelelim şiirin bir bölümünde Kastor ve Polydeukes'ten övgüyle söz edilmektedir. Bunun üstüne Skopas şairi tersleyerek methiye için anlaştıkları ücretin sadece yarısını ödeyeceğini, geri kalanını şiirin diğer yansını ithaf ettiği bu ikiz tanrılardan tahsil etmesini söyler. Biraz sonra, Simonides'e bir haber gelir, dışarıda onu görmek isteyen iki genç adam beklemektedir. Şair ziyafet masasından kalkıp dışarı çıkar, fakat etrafta kimseyi göremez. O dışarıdayken, ziyafetin verildiği salonun çatısı çöker, Skopas' la birlikte bütün misafirler enkazın altında kalarak can verir. Cesetler öylesine darmadağın olmuştur ki onları almaya gelen yakınları yüzleri tanıyamaz. Fakat Simonides her birinin masada nerede oturduğunu hatırladığı için, hangi cenazenin kime ait olduğunu gösterebilmiştir. Simonides'i çağırtıp görünmez olan tanrılar, Kastor ve Polydeukes, bina çökmeden hemen önce onu ziyafetten uzaklaştırmakla methiyeden kendilerine düşen payın karşılığını gani gani ödemişlerdir. Üstelik bu deneyim şaire mucidi olarak anılacağı hafıza sanatının ilke lerini göstermiş olur. Davetlilerin oturdukları yerleri hatırlaması sayesinde cesetleri teşhis edebildiğini görerek, düzenli bir yerleşimin güçlü bir hafıza için vazgeçilmez koşul olduğunun farkına varır.
Klasik hafıza sanatının tarihiyle ilgilenen öğrencinin akılda tutması gereken ilk temel bilgi, hatibin hafızasını geliştirmesine olanak veren bir teknik olan bu sanatın belagatin alanına dahil olduğudur. Bu teknik sayesinde hatip uzun söylevleri hiç takılmadan ezberden okuyabiliyordu. Hafıza sanatının Avrupa geleneği içinde nesilden nesle aktarılmasını, asla unutulmadan, daha doğrusu modem zamanlara kadar unutulmadan gelmesini sağlayan şey de belagat sanatının parçası olmasıdır. Her tür insan faaliyetinin şaşmaz rehberi olan Antikçağ düşünürleri, belagat sanatının parçası olan hafızayı geliştirmek için de kurallar ve ilkeler belirlemiştir.
İcat, hakiki şeylerin veya savunulan noktayı inandırıcı kılacak kadar hakiki olana benzer şeylerin keşfedilmesidir; düzenleme, bu şekilde keşfedilen şeylerin bir sıraya konmasıdır; üslup, keşfedilenlere uygun sözcüklerin belirlenmesidir; hafıza, şeyler ve sözcüklerin ruh tarafından kuvvetli bir şekilde algılanmasıdır; sunuş, ses ve bedenin şeyler ve sözcüklerin saygınlığına uygun bir şekil almasıdır
Sayfa 22 - CiceroKitabı okudu
Reklam
Hafıza hakkındaki bölüm sıkı çalışmaya yönelik bir öğütle biter: "Hangi disiplin söz konusu olursa olsun, sanat teorisi hiç durmadan alıştırma yapılmadıkça pek işe yaramaz; özellikle hafıza tekniğinde, teori çalışkanlık, özveri, emek ve özenle kanıtlanmadıkça neredeyse hiçbir kıymeti yoktur. Olabildiğince çok hafıza yerine sahip olmak ve bunları kurallara mümkün olduğunca uygun seçmek için elinizden geleni yapsanız bile, imgeleri yerleştirmek için her gün alıştırma yapmalısınız. "
Sayfa 29 - ad herenniumKitabı okudu
De inventione 'nin sonlarına doğru, Cicero erdemi, akılla ve doğanın düzeniyle uyumlu bir zihnin alışkanlığı olarak tanımlar, ki Stoacılığa özgü erdem tanımıdır bu. Ardından erdemin dört kısımdan oluştuğunu belirtir; bunlar Aklıselim, Adalet, Dirayet ve İtidaldir. Bu dört temel erdemden her birini de kendi içinde kısımlara ayırır. Aklıselim ve onu oluşturan kısımlara dair tanımı şöyledir: Aklıselim, neyin iyi, neyin kötü, neyin ise ne iyi ne de kötü olduğuna dair bilgidir. Aklıselimi oluşturan kısımlar hafıza, idrak, öngörüdür. Hafıza, zihnin olmuş olan şeyi hatırlamasını sağlayan yetidir. İdrak, mevcut olan şeyi tespit etmesini sağlayan yetidir. Öngörü, bir şeyin olacağını olmadan önce görmeyi sağlayan yetidir.
Şiiri resimle ilk kez mukayese eden kişinin Simonides olduğunun düşünülmesi manidardır, çünkü bu mukayese hafıza sanatının icadıyla ortak bir paydaya sahiptir. Cicero'ya göre hafıza sanatı, Simonides'in görme duyusunun bütün diğer duyulara üstün olduğunu keşfetmesine dayanıyordu. Şiir ile resim arasında bir denklik öne süren teori de görme duyusunun başatlığına dayanır; gerek şair gerekse ressam görsel imgelerle düşünür; biri bunu şiirle ifade eder, diğeri ise resimle. Hafıza sanatının tarihi boyunca süregiden ve içeriği tam kesinlik kazanmayan diğer sanatlarla olan ilişkiler konusu demek ki efsanevi kaynakta, yani şiir, resim ve hafıza tekniğini yoğun bir görselleştirme açısından ele alan Simonides'e dair hikayelerde daha o zamandan mevcuttur. Burada kısa bir anlığına ileriye, nihai hedefimiz olan Giordano Bruno'ya bakacak olursak, hafıza tekniği hakkındaki yapıtlarından birinde, hafıza sanatında imgelerin kullanılması ilkesini "Heykeltıraş Pheidias" ve "Ressam Zeuxis" başlıkları altında ele aldığını görürüz, ve yine bu başlıklar altında "şiir resim gibidir" teorisini tartışır.
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.