Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hafızanın Toplumsal Çerçeveleri

Maurice Halbwachs

Hafızanın Toplumsal Çerçeveleri Gönderileri

Hafızanın Toplumsal Çerçeveleri kitaplarını, Hafızanın Toplumsal Çerçeveleri sözleri ve alıntılarını, Hafızanın Toplumsal Çerçeveleri yazarlarını, Hafızanın Toplumsal Çerçeveleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hafızanın çerçeveleri zamanın hem içindedir hem de dışında
Artık var olmayan bir zamanın ruhunu hissetmenin, kendini eski zamanların insanlarıyla cağdaş kılmanın güçlüğü, neyin bilinmesi gerektiğinden ziyade, artık neyin bilinmemesi gerektiğindedir.
Reklam
Gelgelelim genellikle, insan, anılarına toplum içerisinde ulaşır, onları toplum içerisinde hatırlar ve belirttiğimiz üzere onları toplum içerisinde tanıyıp konumlandırır.
Emperyal Roma’da Panteon’un, tüm kültleri, gerçekten kült olmaları kaydıyla barındırması gibi toplum da gerçekten gelenek olmaları kaydıyla tüm gelenekleri (en yenilerini bile) kabul eder. Aynı şekilde, gerçekten fikir olmaları kaydıyla, yani kendi düşüncesi içinde yer alabilmeleri, bugünün insanlarını ilgilendirmeleri ve yine bugünün insanlarının onları anlamaları kaydıyla tüm fikirleri de (en eskilerini bile) kabul eder. Buradan, toplumsal düşüncenin temel olarak bir hafıza olduğu ve tüm içeriğinin sadece kolektif anılardan oluştuğu ama aralarından sadece bazılarının, toplumun, mevcut çerçeveleri üzerinde çalışarak yeniden inşa edebildiklerinin varlıklarını sürdürdüğü sonucu çıkar.
Bir toplum, ancak kurumları güçlü olan kolektif inançlara dayanırsa yaşayabilir. Oysa bu inançlar basit bir düşünceden doğamaz. Egemen görüşleri eleştirmek, Artık mevcut duruma yanıt vermediklerini göstermek, suiistimalleri yermek, baskıya ve sömürüye itiraz etmek boşunadır. Toplum, eski inançlarını ancak yenilerini bulduğuna emin olduğunda bırakacaktır.
Pascal’ın dediği gibi: “Halka yasaların adil olmadığını söylemek tehlikelidir, çünkü halk ancak adil olduğuna inandığı için yasalara uyar.”
Reklam
Eylemlerin, sözlerin, karakterlerin kişisel yönünü toplum içinde kavrayıp değerlendirmeye alışığızdır ve bu değerleri sınıflandırıp akıl yürütmeye imkan tanıyacak karmaşık kuralları toplum içinde buluruz. Bu toplumsal bağlamların rolü, kesinlikle bu değerlendirmeleri muhafaza etmek ve bu türden bir ruhu her şekilde sürdürmektir; yani ailelerde eğitim ve gelenekle, günlük toplaşmalarda konuşmayla, entelektüel ve duygusal ilişkilerle, fikirlerin kesişmesiyle, çeşitli tarihsel dönemlerden, toplumsal alanlardan ve kategorilerden ödünç alınan deneyimlerle ve son olarak da eğitimli ve okuyan gruplarda tiyatroyla, edebiyatla bu ruhu sürdürmek.
mitolojiktir yani
Esas olanın, kurucunun getirdiği ahlaki öğreti olduğu dini sistemleri incelersek, üzerine dayandıkları hakikatlerin zamandılı bir tabiata sahip olduğunu ve öğretiyi getiren veya kuran figürün kendisinin ve anısının arka plana geçtiğini görürüz.
...büyük yeni düşünceler ancak bir şeye karşı koyarak belirginleşir.
Yaşamları ve eylemleri şu an belirli bir çerçevede dondurulmuş olan geçmişteki insanlardan iyi ya da kötü iradeyi deneyimleyebilmişizdir; ama onlardan artık başka beklemeyiz. Zihnimizde ne endişe ne rekabet ne de arzu uyandırırlar; onları ne sevebiliriz ne de onlardan nefret edebiliriz. Sonuçta geçmişteki toplumun en acı verici yönleri unutulur, çünkü baskı yalnızca uygulandığı zaman hissedilir.
Reklam
İnsanlar arasında arkadaşlık ve dayanışma bağları kurulur ve sürdürülür. Aynı zamanda birbirlerine karşı rakiptirler. Pek çok ıstırap, kaygı, düşmanlık, kin buradan gelir.
Anılar, Erebos’un derinliklerinden, dört bir yandan gelerek yaşayanlar hakkında biraz bilgi edinmek için Odysseus’un kazdığı çukur etrafında toplaşıp kurban kanı içmeye çalışan o ölülere benzerler.
Dışavurumda, bireysel bilinçlerin normal yaşam koşullarına uyarlanması eksikliğini düzenleyen bir boşluk mevcuttur.
“Sıklıkla,” diyor Rousseau, “yaşamımın çeşitli olaylarını düşleyerek o anki mutsuzluklarımdan uzaklaşırım ve pişmanlıklar, hoş anılar, özlemler, duygulanmalar, bir süreliğine ıstıraplarımı unutturma görevini aralarında paylaşırlar.”
Rüyalarımızın tüm malzemesi hafızadan gelir; rüyalar, o an için kavrayamadığımız ama çoğu durumda, uyandıktan sonra, doğası ve kökeni yeniden bulunması mümkün olan anılardır.
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.