Böyle bir acıyla nasıl başa çıkılır? Ufuk çizgisinde kaynayan muazzam bir kara bulut gibiydi bu ıstırap. Hayır, korkunç bir kar fırtınası gibiydi. Yok, kelimelerle anlatabileceği bir şey değildi.
Böyle bir acıyla nasıl başa çıkılır?…. Kelimelerle anlatabileceği bir şey değildi. Yüzleşemiyordu acısıyla. Onu dönüştürmek zorundaydı veya en azından etrafını bir duvarla çevirip hapsetmeliydi.
Uzun zaman öncesinde kalan bu çabalarında yoğun bir çaresizlik vardı, ama en büyük sanat özünde çaresizlik taşımaz mıydı? Sanat daima ölüme karşı bir meydan okuma değil miydi? Uçurumun dibindeken kafa tutan bir orta parmak değil miydi?
...en büyük sanat özünde çaresizlik taşımaz mıydı? Sanat daima ölüme karşı bir meydan okuma değil miydi? Uçurumun dibindeyken kafa tutan bir orta parmak değil miydi?
Uzun zaman öncesinde kalan bu çabalarında yoğun bir çaresizlik vardı ama en büyük sanat çaresizlik taşımaz mıydı? Sanat daima ölüme karşı bir meydan okuma değil miydi? Uçurumun dibindeyken kafa tutan bir orta parmak değil miydi?
...Hayatının geri kalanı. Ne kadar uzun gelmişti o zamanlar ona. Ne kadar çabuk geçmişti halbuki. Ne kadarı boşa harcanmıştı. Ne kadar çabuk sona erecekti...