Halkalı Köle
Bekir YıldızHalkalı Köle Gönderileri
Halkalı Köle kitaplarını, Halkalı Köle sözleri ve alıntılarını, Halkalı Köle yazarlarını, Halkalı Köle yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hem, sonra anlaşılmanın, yaşarken anlaşılmak istenene bir yararı olmadıktan sonra...
Yoksa, yoksa baba, mezarlıklardaki o dayanılmaz uğultular, ölülerin, yaşayan yakınlarından umdukları gecikmişliğin türküleri, hoyratları olmasın, olmasın baba... Sen de, böylesi gönlü kırgın mı ayrıldın aramızdan?.. Korkarım, yapma sevgilerle, gerçek sevginin ayırımını bilemeden, yapma sevgilere inanmış ölüp gittin şu dünyamızdan?
Oğlun yaralı bir babadır şimdi...
Yaralarım, bıçak yarası, kurşun yarası değildir ama... Sevgisizlik yarasıdır baba...
Nedir faşizm? Kimlerdir gerçek faşistler?
Korktuğum buydu...
Korktuğum, yatmakla sevginin ayrımının yapılmamasıydı...
Sevgisiz yatmalara kimse ses çıkarmıyordu...
Oysa; sevgi denilince sevgisiz yaşamaya itilmişliğin hesaplaşması yapılacağına, sevgi geriliyordu çarmıha...
Yaşamla, insan arasındaki biricik köprü sevgiyse, sevgisiz nasıl sürecek bu ömür?
Tüm bu sevgisizliklerin kaynağı nedir?
Sevgiye, gerçek sevgiye insanlar neden düşman bu denli?..
Sevgisiz bir sorumluluğu, sürdürmekten daha acı bir şey var mıdır, bir baba için şu dünyada?..
Korkusuz insan sevgisine özlemim var benim...
Korkulu sevgi, sevgi olur mu beyler, paşalar?..
Şu yeryüzünde, şu düzende, beni gerçek anlamda, kimler seviyordu acaba?..
Ailem, sevgiyle korkunun barındığı bir mucizedir.
Sevgi korkuyla, acıyla karılınca, kim, kimi, sevdiğini söyleyebilirdi?
Göğsüme bir yafta astılar.
1933 Urfa doğumlu...
1957'de evlendi...
Üç çocuk babası...
Suçu: Yirmi bir yıl evliyken, ayrılmaya kalkıştı...
Cezası: Ayrılamamak... Evliliğe devam...
Elleri, gözleri bağlı, göğsüne ölüm yaftası asılmış bir idamlığın bile, umudu vardır. Son ana kadar umudu vardır...
Ya benim?..
Evlilik sürerken erkeğin, evlilik bozulacağı zaman da kadının yanına geçen yasalarla nasıl başedecektim?
Yıllarca erkeği arkalayan yasalar aslında, erkeğe evdeki kadını umursamama rahatlığı kazandırırken, kadını da, evdeki köleliğin biricik nedeni olarak gördüğü kocasına karşı, günün birinde öç almak konusunda bilemiş, hazırlamış mı oluyordu yoksa? Kadının öç alabilmek için kolladığı an da, erkeğin evliliği bozma girişiminde bulunduğunda yasaların kadının yanına geçmesiyle mi başlıyordu?
Neden acaba, evliliğin bu denli kolay olduğu ülkemizde, ayrılmak bu denli güç?
Hukuk, bir çelik kalıplar örgüsüdür.
Hukukçular, olsa olsa, bu örgünün boşluklarından yararlanmaya çalışırlar. Özel durumlar, özel düşünceler hukuka bir şey anlatamaz.