Hallac-ı Mansur'a Dair kitaplarını, Hallac-ı Mansur'a Dair sözleri ve alıntılarını, Hallac-ı Mansur'a Dair yazarlarını, Hallac-ı Mansur'a Dair yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tâhirü’l-Mevlevî, 1877-1951 yılları arasında yaşamış olup 60 kadar eser yazmıştır. İstiklal mahkemelerinde İskilipli Atıf Hoca ile birlikte yargılanan Tâhirü’l-Mevlevî, daha çok İslam kültürü ve tasavvuf üzerine eserler vermiş, tercümeler yapmış ve edebiyatımıza ve İslam dünyasına ciddi katkılarda bulunmuştur. Mevlevî, “Hallâc-ı Mansûr’a Dâir” eserinde, Hallâc-ı Mansûr’a yönelik ağır eleştirilere cevap vermiş, onun fikirlerini izah etmiştir. Hallâc-ı Mansûr 857-922 yılları arasında yaşamış, hadis kitapları yazmış, tasavvufta ilerlemiş ancak bazı sözleri sebebiyle idam edilmiş bir mütedeyyindir. İdamına: “Ben Hakk’ım”, “Cübbemin içinde Allah’tan başka kimse yoktur” ve buna benzer sözleri sebep olmuştur. Âlimlerin bir kısmı Hallâc-ı Mansûr’u mürted olarak değerlendirse de bir kısmı ise onun bu sözleri tasavvufi aşk haliyle söylediğini, günde 1000 rekât nafile namaz kıldığını, âlim olduğunu belirterek masum olduğunu ifade eder. Bu kitapta Tâhirü’l-Mevlevî dışında Hucviri, Gazali, Feridüddin Atar, Necmüddin Kübra, Mevlana, Ahmet Eflaki, Abdurrahman Cami ve Sarı Abdullah Efendi’nin Hallâc-ı Mansûr’a dair incelemeleri ve yorumları da yer alıyor. Cümlesinden Allah razı olsun demekle birlikte bu eserin okunmasını tavsiye ediyorum.
Naklederler ki, onu darağacında astıklarında iblis yanına geldi ve, “Bir ene [ben] sen dedin, bir ene de ben (sen ‘Ene’l-Hakk,’ dedin; ben ‘Ene hayrun minhü’ [Ben ondan hayırlıyım]). Nasıl oluyor da bu yüzden senin üzerine rahmet yağdırıyor, benim üzerime ise lânet?” diye sordu. Hüseyn cevap verdi: “Nedeni şu: Sen ‘ene’ dedin, kendini ortaya koydun. Ben ‘ene’ dedim, kendimi ortadan kovdum. Benliği ortaya getirmenin iyi olmadığını, benliği ortadan kaldırmanın ise gayet iyi olduğunu bilesin diye bana rahmet, sana lanet etti!”