Bülbül olsam kona da bilsem dallara
Gözüm yaşı döndü sellere
Alam da seni kaçam gurbet illere
İnsafa gel behey zalim insafa
Ben mailim o gözleri karaya
"Öpücük bu âlemin en makbul, en geçerli akçesidir. Çok öpülen de, çok öpen de seviniyor. Bazen pek gizli bir fısıltının ardından iki kadın ortadan kalkıyor, bir odaya gidiyorlar. Bir müddet sonra ter içinde geliyorlar. Bunda ne var? Hiç!"
Bu romanın varlığını bir süre önce öğrendim ve açıkcası şaşırdım. İlk basıldığı yıl itibariyle lezbiyen ilişkileri konu almanın pek kolay olmadığı bir gerçek. Ahmet Rasim bu kitapta zamanın kadın eğlencelerini de tasvir etmiş, hamam, çalgılı eğlenceler, danslar ve kadınlar arasındaki zevk, sefa, şehvet ve aşk ilişkisini alaycı bir üslupla aktarmış. Yazıldığı dönemi göz önüne alınca daha azını da beklemiyordum. Lezbiyen bir ilişkiyi anlatacak kadar cesur olsa da kahraman olarak seçtiği kadınları "eksik etek" minvalinde değerlendirmeden edememiş. Yazarın kadınlar arasındaki aşk ilişkisinin, o zamanın deyimiyle seviciliğin başkalarından ya da aileden görülüp etkilenme sonucu ortaya çıktığını düşündüğünü anlamak zor değil. Uzun lafın kısası, önyargılarınızı kırıp o zamanın toplumsal yaşayışında bu tür ilişkilerin şimdikinden çok daha düşük bir tepki ile karşılandığını bilerek okursanız, keyifli olabilir.
Hamamcı ÜlfetAhmet Rasim · Can Yayınları · 2021183 okunma