Onsuz nasıl yaşar ki? Yaşayamaz. Kalbe ciğerler olmadan yaşamasını, ayı gökyüzünden koparıp alarak yıldızlara onun yerini almalarını söylemek, arpanın yağmursuz büyümesini beklemek gibi bir şey olur bu.
"Ayni zamanda insan, olmak zorunda oldugu kisi olabildiği için degil, olduğu gibi koşulsuz şartsız sevilmesinin nasil bir sey oldugunu hatirlayarak büyüyor."
“Sana veda etmeyeceğim,” diyor sesinin titrememesine özen göstererek.
“Ben de sana.”
“Gidişini izlemeyeceğim.”
“Ben de seni görmeye devam edebilmek için,” diyerek geriye doğru bir adım atıyor, “geri geri yürüyeceğim.”
Uyku bir türlü gelip onu kanatlarının altına almıyor. Çünkü kafasının içinde kendine yer açmak için itişip kakışan bir sürü, çok fazla düşünce var. Çünkü zihninde bir yere oturtması gereken, o gün yaşanmış olan çok fazla şey var.
İnsanın olmak zorunda olduğu kişi olabildiği için değil, olduğu gibi, koşulsuz şartsız sevilmesinin nasıl bir şey olduğunu hatırlayarak büyüyor. Onu aynı şekilde sevecek birine rastlayıncaya kadar bu ânıyı yeterince canlı tutabilmeyi umuyor.